Yakın Kürt Tarihi’nde ÅŸanlı olmayan lekeler..
Siyaset Meydanı’na çıkan Hakkarili delikanlı (çocuÄŸu) ve Mardinli küçük kızı uyarı üzerine izledim. Çocukları bu kadar geliÅŸkin olan milletimle iftihar ettiÄŸimi söylemeye gerek bile yok. Kendilerini hiç ezdirmediler. Gerilla AÄŸabey ve ablalarına laf ettirmediler. Beni utandıracak kadar cesur idiler. Program savcılık incelemesine alındı. Hakkarili küçük dev adam, kendi deyimi ile ÅŸimdi başına gelecekleri bekliyor.. Türk adaletini biliyor ve adeta alay ediyor bu “aÅŸiretçi” adalet ile.. Çocuk öldüren askeri beraat ettiren, ki o çocuÄŸumuzun tek “suçu” saldırgan kaatile taÅŸ atmaktı, bir adalet nasıl ciddiye alınır ki?
Ama aynı yakın tarihimizin lekeleri, kapkara lekeleri de var. Bunlar, Türk Askerbaşı’nın halk içinde (siz bunu korucu halk diye okuyunuz) övdüğü TRT-altı’da boy gösteren, Türk TV’lerince uzatılan mikrofonlarda Türk BaÅŸbakan’ına yalvaran, Türk’ün MÄ°T kontrollu basınına demeç vermek için araya adam koyan utanç sembollerini gördükçe streess’im artıyor, hastalık beni daha bir kontrola alıyor. Bakın ÅŸu “Türk Kürtleri”nin yeniden yapılanma sürecine de ibret alın..
Ali Çılgın bir zamanlar bizimle çalışan biriydi. O zamanlar bir tek paragraf yazıyı bile tamamlatamıyorduk kendisine. Sonra Ä°stanbul Hukuk’u kazandı ve bizden koptu. KÄ°P’e girdi. Orada önce uslu davrandı, sonra grubunu oluÅŸturmaya baÅŸladı. Artık makale yazabiliyordu.. Sami Rahman ile bile buluÅŸtu. Bunu bana kendisi anlatmıştı. O sırada Sami Rahman çok kararlı bir ÅŸekilde Barzani ailesine karşıyıdı. Sonra 1980 darbesi sonrası kapağı Binê-Xetê’ye attı. Parti lideri Ömer Çetin’in emniyette bir çok ismi vermesi ile adı haine çıkınca Ali Çılgın’ın da yıldızı parladı. Bir kongre’de partiyi bölerek yeni bir isimle, PPKK yaparak sekreter oldu. Bağımsız Kürdistan’cıların en sıkılarından biri oldu. Sonra Ä°sveç’e geçti burada müstear bir ad alarak “Murat Ciwan”laÅŸtı. Türk solu ve PSK ile birlikte anti-faÅŸist birlik oluÅŸturdu. Bu birliÄŸin bir üyesi olarak, diÄŸer sekreter ve liderler ile birlikte Moskova’ya davet edildi. Yıldızı artık çok parlaktı. Her yerde saygı görüyordu.
PKK ile bir cephede yer almamasına raÄŸmen, MED-TV’ye ve Medya-TV’ye çıktı. Türkler’in deyimi ile “yıkıcı, bölücü propagandalar” yaptı. Fakat bu da uzun sürmedi.. Partisi dağıldı. Kendisi TV’lere çıkamaz oldu. Yardım alarak bir site kurdu. Son zamanlarda Türk Devleti’nin yeni oyunu ile kurulan TRT-altı’nın kuruluÅŸunu günlerce bayram yaparak kutladı ve mükafat olarak HİÇ BÄ°R ÅžEY OLMAMIÅž GÄ°BÄ° Türk Devleti’e gitti, burada TRT-altı’nın müdavimlerinden biri oldu.. Bu bir kara leke deÄŸil mi?
Ä°hsan Aksoy, DDKO kurucularından biriydi. Kendisini daha önceden tanıyordu. Ãœmit Fırat adlı bir hastanın sıkı dostu idi. 1971’de DDKO vadası dolayısı ile tutuklandı. Hapiste birlikteydik. Eylemlerinden dolayı deÄŸil, mahkemeye verdiÄŸi ifadeler dolayısıyla 13 seneyi aÅŸkın bir cezaya çarptırıldı. Af ile hapisten çıkınca gizli çalışmayı esas alan ve Federasyonu esas alan TKSP’nin (sonradan PSK) kurucu üyesi oldu. Onunla Lice’de çok sert bir ortamda karşılaÅŸtık. Bu, ülkemdeki son karşılaÅŸmamız oldu. Avrupa’ya çıktığında Serxwebun’da Gerilla’yı sertliÄŸe teÅŸvik eden yazısı çıktı. Sonradan ticarete atıldı. Lokanta açtı. Toplantılara katıldı. Bunlardan birinde Paris’te karşılaÅŸtık. Hala hiçbir ÅŸeyi ciddiye almayan bir ruh yapısındaydı. En son Güney’den bir telefon görüşmesinde konuÅŸtuk. Sesi deÄŸiÅŸmiÅŸ, ciddileÅŸmiÅŸti. Bunun sonunun TRT-altı da biteceÄŸini bilemezdim ki? O ÅŸimdi bir MHP’linin emrinde bu Türk propaganda düdüğüne programlar yapıyor.
Feridun yazar, 1971 hapsinde karşılaÅŸtığım bir kiÅŸiydi. DDKO davasından yargılanıyordu. avukattı. Hiç bir bilmiyor gibi bir intiba bırakmıştı bende. SHPDen beyediye baÅŸkanı seçildi. Bu parti yedi Kürt milletvekilini partiden ihraç edince o da, il baÅŸkanlığından istifa etti. Daha önce 1980 darbesi sırasında iki yıl hapis yatmıştı. 1984’ten sonra açık siyaset yapan Kürt partileri ard arda kurulunca bir süre HEP genel BaÅŸkanlığı’nı da yaptı. Åžimdi ise TRT-altı’nın müdavimi.. Nereden nereye?..
Mehmet Metiner adlı kiÅŸilik de bir müddet HADEP (2001) genel baÅŸkan yardımcılığı da yaptı. Ama aklı hep Türkler’de olmuÅŸ, onlara hizmet etmeyi esas almıştı. Åžimdilerde en önde gelen Türk-Kürd’ü. TV’lerde boy veriyor, umutsuzluk yaymaya çalışıyor..
Altan Tan, anası Türk olan bir Batmanlı.. Diyarbakır Koleji’nde okudu. “13 yaşındayken Cemil Çiçek, Ali Müfit Gürtuna, Ahmet TaÅŸgetiren, Hüseyin Gülerce, Ömer Vehbi HatipoÄŸlu, Melih Gökçek'in de içinde bulunduÄŸu Mücadele BirliÄŸi'ne katıldı. Ancak 12 Mart'tan sonra üst yönetimin derin devletle baÄŸlantısı ortaya çıkınca Birlik dağıldı.” Hep karanlıklarda yürüdü. Ä°yi Polis rolunu oynamayı çok iyi beceriyor.. Ä°ÅŸte bir “islami”, haÅŸa “Kürt” daha..
Defalarca deÅŸifre ettiÄŸimiz Ãœmit Fırat’ı, Osman Öcalan’ı ve YaÅŸar Kaya’yı bir daha anlatmaya gerek yok. Ä°brahim Güçlü ise sadece Ä°brahim Güçlü’dür.. Bir zamanlar “KDP ile el sıkışmam.. Çünkü el sıkışırsam onları meÅŸrulaÅŸtırırım” diyen bu kiÅŸilik, KDP-bakur’da baÅŸkan adayı bie oldu. PDK’nin gölgesinde kendi öz meÅŸruiyetini aradı.. Bunlar sadece yüzeye vuranlardır.. Bakın daha neler göreceÄŸiz..
Kürt Milleti bu kiÅŸilikleri görüyor, tanıyor. Onlara bakıp da Kürdistan’ın kurtuluÅŸuna sırt çeviren çıkmayacaktır. Hakkarili o küçük dev adamlar oldukça, Çolig’de o büyük Murat Savaşını, yani 24 generalin yönettiÄŸi o savaÅŸta geri adım atmayan Gerilla yaÅŸadıkça bu millet paragözlerin avı olmayacaktır.. Bu bilinsin. Kafalara iÅŸlensin!
2009-09-24
A Sirac Kekuyon
Gorusunuz