Milli gururu olmayan bir halk, özgürlüğü kucaklayamaz!

Milli gurur, bağımsızlığın ve uluslararası arenada saygın bir yer edinmenin anahtarıdır. Ulusal gururu olmayanlar, sadece karın doyurmak için, ilerdeki cennete kavuşmak için dua etmekle, riyakarların peşine takılmakla, hayat dedikleri kirli bir manevi varoluşu sürdürmekle bir yerlere vardıklarını sanırlar.

Oysa kazın ayağı öyle mi? Hayır! Bin kere hayır.. Bazı misallerle ne dediÄŸimize açıklık getirmek için önce Kürtler’in bir ayağını sıkı sıkıya baÄŸlayan Türk dinci partilerine bakalım:

Fazilet Partisi: Bu partinin manevi lideri Erbakan (babam buna Kerbakan derdi), Türk Hükümeti’nin başı ErdoÄŸan’ın “Kürt Açılımı” dediÄŸi ve geri adımlar atarak; “demokratikleÅŸme açılımı”, “milli birlik açılımı” noktasına kadar indiÄŸi “açılım”ı duyduÄŸunda küplere binmiÅŸ, Kürtler’e en ufak bir hak kırıntısı vermeyi dahi neredeyse ihanet olarak nitelemiÅŸti.. Bu Kürtler’in bir kısmının adeta taptığı bir Türk dincisinin duruÅŸudur. Milli gururun dinci”ce”sidir. Ama bu milli gurur normal bir milli gurur deÄŸil, tepeden tırnaÄŸa Åžoven bir milli gururdur. Kürd’e tepeden bakan, onlara “sen namazını kıl, karını bezlerle sarıp sarmala, gerisine karışma” düşüncesini tavsiye eden bir duruÅŸtur bu! Hitler-Musolini-Franko faÅŸizminin temellerine uygun soykırımcı (burada beyaz) bir zihniyetin dışavurumudur. Böylesi bir zihniyete sahib olan bu unsur ümmetçi olabilir mi?

AK PARTÄ°: Bu partinin lideri hala kırmızı çizgisini; “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” derken hala da bazı Kürtler tarafından ümmetçi sayılıyorsa yuh olsun. Müslümanların Takwa olmaları, biribirlerini tanımaları için “ayrı milletler” (kawmlar) halinde yaratıldıklarını Kur’an bildirmiyor mu? Ä°slam’ın peygamberi Hz Muhammed, çevredeki ülkelerin krallarına mektuplar yazarken onları müslüman olmaya davet ediyor, Arap egemenliÄŸini kabul etmeye deÄŸil. O halde, orta yerde yutulmuÅŸ olan bir Kürdistan’ı tanımak yerine neden Kürtler’in vatanı inkar ediliyor da “tek vatan” gibi bir düşünceye varılıyor? “Tek devlet” diyen ErdoÄŸan, Kürtler’le uÄŸraÅŸacağına, tek devleti yaratmak için fetihlere baÅŸlamak durumunda deÄŸil mi? Göndersin ordularını, Suriye ve Afganistan’dan baÅŸlayarak bütün islam devletlerini zorla olsa da tek devlette birleÅŸtirsin.. “Türkiye” uyduruk ülke adı dahil, bütün özel ülke adlarını yasaklasa ya! Hayır, karikatürize ederek anlattığım bu zihniyet maalesef Türk islamistlerinin ortak zihniyetidir. Münafıqlıktır.. Bir münafığı kabul etmeyi içine sindiren her Kürt de daha açık bir ÅŸekilde olmak üzere münafıqtır.. Kürt dinci olamaz mı? Elbette olabilir. Ama içinde bulunduÄŸumuz bu kurtlar sofrasında kendi ulusal gururunu sürdürmek de aynı derecede önemlidir.. Kimse bunu unutmasın! Hem “islamist ‘Türk’ ErdoÄŸan”a sorun bakalım; neden sün’i Kürtler’in kahır ekseriyeti veya neredeyse tümü ÅŸafii iken, neden bu unsur bir tek Åžafii Camisi’ne müsaade etmez? Neden bütün Alevi Köylerine boÅŸ duracağı baÅŸtan belli olan camiler yaptırır da bir tek cemevine müsaade vermez?

Türk Solu’nun önemli bir kesimi de aynı derde müpteladır. Alın Komunist Partisi’ni.. Bu partinin açık bir ÅŸekilde ufak bir açılımı dahi red ettiÄŸini, süreci ABD’nin oyunu olarak algılatmaya çalıştığını görürüz. Tıpkı ırkçı MHP ve CHP gibi.. Ä°P öyle.. Bazı diÄŸer grupçuklar öyle.. Ama yiÄŸidi vur, ama hakkını ver.. BaÅŸlatılan sürecin çok ilerisinde taleplerle adil bir barış isteyen Türk sol grupları da yok deÄŸil..

Ä°ÅŸte bütün bunları alt alta koyduÄŸumuzda milli gururun önemi ön plana çıkar. Bir Sci-fi dizisinde izledim. Gezegenleri bir baÅŸka gezegen sistemi tarafından iÅŸgal edilen Narn adı verilen humonoidlerin bütün yöneticileri tasfiye ediliyor. Onların yerine kukla bir yönetim tayin ediliyor. Bu yönetim, kalan son direniÅŸ odağını yok etmek için harekete geçiyor ve direniÅŸ liderini geri dönmeye, açıkçası vatandaÅŸları (vatanı deÄŸil) uÄŸruna ölmeye ikna ediyor. Fakat sığındığı güçlü uzay aracındaki diÄŸer sığınmacı yurttaÅŸları onun dönüşüne itiraz ediyorlar. O ise “ben bunu gezegenimizdeki diÄŸer yurttaÅŸlarımızın saÄŸ kalması için yapmak zorundayım” deyince topluluk itiraz ediyor ve “bizim için saÄŸ kalıp kalmamak deÄŸil, özgürlüğümüz önde gelir. Biz özgürlüğümüzü hayatımızdan daha fazla seviyoruz” diyerek engelliyorlar liderlerini.

Evet, özgürlük hayatımızdan daha önemli deÄŸilse, biz karnı yeterince doyurulan sadık köpeklerden farksız oluruz.. Sahibinin sesi olamaya mahkum, karnı tok bir it olmak çok mu önemli? Ä°ranlı Humeyni “ben karnı tok, sarayda bekçilik yapan bir it olacağıma, karnı aç, kendi daÄŸlarında özgür bir kurt olmayı tercih ederim” derken ne kadar haklıydı.. Tabii ki özgür olamayan diÄŸer kurtları, Kürtler’i hiç hesaba katmamıştı..

Kürtler’de ulusal gururu en iyi gösteren bir anektod var, onu nakl edeyim: 1961 Eylül Devrimi yıllarıydı. Ölüyor, çocuklar babasız, kadınlar kocasız kalıyorlardı. Irak Ordusu’nun bir askeri birliÄŸi günün birinde bir Kürt köyüne giriyor. Orada sadece kadınlar ve bazı çocuklar kalmıştı. Askerbaşı kadınları toplayıp onları korkutmaya çalışırken ÅŸunları söylemiÅŸti: “Kocalarınızı savaÅŸa gönderiyorsunuz, ama biz onları teker teker yok ediyoruz. Peki onlar bitince ne yapacaksınız? Nasıl doÄŸuracaksınız?” diye sorunca bir Kürt kadını elindeki sopa ile öne çıkarak: “iÅŸte bu Kürt Sopası var ya onu bir yerimize sokup yine de çocuk doÄŸuracak, onları da savaÅŸa yollayacağız. Ta ki siz Kürdistan’ı terk edinceye kadar!” Kadınımız böyle iken kaabiliyetsiz, cibiliyetsiz bazı erkeklerimizin Türk sistemine biat etmelerini anlamak mümkün mü? Ayıptır! Yüzler kızarsın biraz..

Gücümüz yetmiyor diyebilirsiniz.. Ama bu bir özür deÄŸildir. Senin gücün yetmiyorsa, öne atılan yurttaşına destek ol. Açıkça yapamıyorsan gizli bir ÅŸekilde göster desteÄŸini. AjanlaÅŸmayı red et! Düşman’ın önünden geçerken yere tükür! Bütün bunları da yapamıyorsan buÄŸz et! Ä°slam’da buÄŸz; Allah sevgisi için, Allah’ın düşmanlarına duyulur. Nefrettir. Bir Kürt de kendisini inkar edene buÄŸz etmek hakkına sahiptir. Ä°nkar aÅŸağılamadır. Ä°nkar yok etme isteÄŸinin ikrarıdır.. Ä°nkar varolanı yok sayan duygulu egemenlere karşı büyük bir savunma silahıdır. Bundan dolayı ulusal gururun dışa vurumudur. Düşman’ından nefret etmeyen, onunla niçin savaÅŸsın ki? Yapılan baskıyı “aÄŸabeyim böyle uygun gördü” diyerek tolere eder. AÅŸağılık bir duygu!

Ulusal gururu olmayanlar elbette özgürlüğü kucaklayamazlar. Ä°slamist bir Türk Devleti tarafından baskı altında tutulduÄŸumuzdan yine Kur’an’dan bir misal ile konuyu kapatayım: “Her kavim layıkı tarafından yönetilir!” Ulusal gururu olmayanların yabancı boyunduruÄŸunu hissetmeyecekleri, bu boyunduruÄŸa layık oldukları ortada deÄŸil mi.. Ä°nsanlarımızın bir kesimi, sıcak bölgelerdeki çocuklar kadar ÅŸeref, ulusal gurur ve haysiyetlerine sahip çıksalardı bu durumda olmazdık...

2009-10-15

A Sirac Kekuyon




Gorusunuz