Ad ve soyadimizi ulusallastirmak..
Bu ise geç basladim. Bazi iç zorluklar, parasal durum, isin bilincine geregince varmamaktan olsa gerek, degisikligi önemsememek gibi yan etkiler ile 65 yasima varincaya kadar bu önemli isimi hep erteledim. Yabancilarin ve baska unsurlarin dayattigi bu dayanilmaz yükü bugünlerde sirtimdan atiyorum. Swêd'in bir nevi "patent dairesi" olan kuruma geçen eylülde müracaat ettim. Müracaatim simdi olur almis durumdadir. Aralik Ayi'nin basina kadar bütün ilgili kurumlara yazilar yazilacaktir. 1 Aralik'ta ise degisiklik geri dönüssüz bir sekilde resmiyet kazanacaktir.
Neden degisim? Bence düsman ile aramiza gerekli olan kültürel, mitolojik ve kimlik konusunda mesafe koymak Çok önemlidir. Köy, dag ve büyük yerlesim birimlerinin dahi adini degistiren, bizi moralman darbeleyen bu düsmana inat, muhakkak yukarida adi geçen birimlerin atalarimizdan kalma isimleri inatla kullanilmalidir. Bize verilen isimler de bu kategoriye girer. Düsman, yeni dogan çocuklarimiza bize yabanci gelen adlarin verilmesini mümkün mertebe dayatiyor. Mesela Alman Devleti ile Türk büyükelçiliginin yeni doganlarimiza bize yabanci gelen isimler verilmesi konusunda ortak çalisirlar. Bunun bir anlami olsa gerek.. Iste bu dayatmalari ve beynimizin yüklendigi asimilasyon hastaliginin pençesinden kurtulmak için tepeden tirnaga Kürt veya kendimiz olmamiz gerek. Yabanci isimler almak zorunlulugunda birakilmamiz büyük bir asagilamadir. Bu ve benzeri asagilamalari kirip parçalamamiz gerekiyor..
Ben geç kalaraktan (geç baslamak, hiç yapmamaktan daha iyidir) adimi ve soyadimi degistirdi. Eskinin "Mehmet Siraç Bilgin"i artik "Asavan Sirac Kekuyon" ile yer degistirecektir.
Simdi degisimi biraz tahlil edeyim:
Soyadim, Türk'ün dayatmasi olan Bilgin yerine' gerçek yerine oturmus; Kekuyon olmustur. Neden Kekuyon? Çünkü "Keku" bizim aile adimizdir. Kekuyon'daki "yon" ise o aileye mensup, o aileden gelme anlamindaki bir Zazaki ektir. Tümüyle ele alirsak "Kekulara mensup" anlami çikar..
Burada, samimi Kürt insanlarimizin soyad degistirirken düstükleri bazi hatalara deginmek istiyorum.. Zeynelabidin (Kaya) soyadini degistirirken tam bir hata ile Kaya'yi tercüme ederek "Zinar"i almistir. Yine Türk'ün verdigi "Taskesen"i tercüme ederek Kevibirî'yi almistir... Oysa bu iki degerli yazarimizin Gerçek aile adlari vardir. Bunu almalari gerekirdi. Bu olmazsa köylerinin adi veya mensup olduklari asiretlerinin adi "soyad olarak alinabilirdi.. Sunu unutmayin; Türk'ün verdiklerini silmek için onlarla tüm iliskiyi kesmek gerekir..
Adim'da Tek degisiklik Mehmet yerine Asavan'i almak olmustur. Mehmet veya Muhammed adini tasimak büyük Islami sorumluluk gerektiriyor. Ben bu sorumluluklari yerine getiremiyordum. Bunun için mitolojimizden Asa'yi seçtim. Asa Kosmos anlamina gelir. Yani, Avesta'nin kaydettigi sekli ile, düzen, adalet, hakkaniyet anlamina gelen görevleri ile Ahura Mazda'nin en önemli iki yardimcisindan biridir. Bu gücün gösterdigi yolda yürüyenlere "Asavan" deniliyor. Söz konusu gücü hazmeden, yani adil olmayi, hakkaniyeti ve düzeni hazmedenlere "Aso" deniliyor, ki Avesta'da adi geçen tek Aso Zarathustra'dir.
Asa'nii görevleri arasinda, toplumda adaleti saglamak en fazla göze batan görevdir. Aslinda Asa olarak biz tek tek insanlari düsünebiliriz. Toplumda, Asavan bir insan emekçilerin emeklerini sömürenleri, sömürgecileri vs hedef alir. Emek sömüren, isgalci olan hep kötüdür. Onunla uzlasma kabul edilemez. Kavgada hedef durumundaki söz konusu kisiler yenilinceye kadar devam eder. Böylece kosmosu, adil düzeni saglayacak olanlar, sömürücülerin yaptiklarindan zarar gören kisilerdir. Bu kisiler bir savasa girismeden önce; kisiligini, gururunu, haysiyetini ve serefini en üst düzeyde gelistirmekle yükümlüdür. Sahsiyeti zayif, gururu ayaklar altina alinmis oldugu halde buna sessiz kalanlar, haysiyetlerini ve sereflerini koruyamayanlar bir iç hesaplasmadan geçmelidirler.. Bu su an itibari ile ulusal ayaklanmamiz için en önde gelen gereksinimdir..
A Sirac Kekuyon
2007-10-24
Gorusunuz