Mirtoxe'den-Roj BaÅŸ'a

Siz hiç Mirtoxe yediniz (içtiniz) mi? Hatırladığım kadarı ile biraz un, biraz yağ'dan oluşan bir formülü var (tirşik'a hiç benzemez). Zehirlenmelere sebep olan bu gerilla yemeği bundan dolayı yasaklanmıştı. Yerine yağ ve ekmek yenmeye başlandı. Peynir bulduklarında mide bayramı ilan ediliyordu.

Sonra "roj baş" dönemi başladı. Bu zenginlik demekti. Bildiğimiz mercimek çorbasıdır roj baş. Beser'in dilinde "Roj baş gerilla" nağme olup döküldü. Siz hiç onun da bulunmadığı zorlu günlerde bir kış boyu sadece palamut ile "beslenen" gerilla lider ve rütbesizlerini gördünüz mü? O halde çok şey kaçırmışsınız demektir. Ama sanırım 40 gün hiç bir şey yemeden sadece kar ile beslenen gerilla dünyada hiç bulunmaz.

Siz hiç gerlla oldunuz mu?

Siz hiç -20 decede Hêdik'te karın üstünde yatıp uyuyan gerilla gördünüz mü? 20 gün boyunca -20 ile -30 derece soğukta yürüyüş halinde bulunan, 7 gün boyunca yenek yemeden ayakta kalan iade sahibi insanlar gördünüz mü? Bu yürüyüşün pekçok helikopter ile Tank güllesi ve asker kurunları ile boğuşa boğuşa yapıldığını da unutmayın.. Sonunda pes edip çekilen düşman ordusu olmuştu!

Zap'ta destan yazanları unutmayınız. Ayakkabıları (güya) soba gibi sıcak, yiyecek ve giyecekleri en ileri ordular ile kıyaslanabilecek kadar muntazam bir orduyu, üsündeki bir gömlek bir yelek ve bulabildikler sıcak tutacak gocuk benzeri birşeler giyinerek karşılamışlardı. Düşman'ın üstün bir güç ve ilei teknoloji kullanarak, top atışlarının ve ağır silahların eşliğinde üstlerine saldıkları komandoları, gerillalar doçkaları ile vuruluyor, roket atarlarıyla sindiriyorlardı. Bu en büyük savaşta Türkler ancak bir hafta dayanabilmiş, geldikleri gibi sıcak karakollarına geri dönmüşlerdi.. Burada "gibi"si biraz fazla. Çünkü arkalarında bıraktıkları pek çok ölü ve yaralı da bu savaşta "kazançlarının cabası" idi. Türkler en büyük teknolojinin bile ancak inançlı, davalarına inanmış insanlar tarafından kullanıldığında bir anlamı olabileceğini geç de olsa anlamışlardı.

Bazan tahlillerin, yakınmaların, birşeylere sevinmenin anlamsızlaştığı tehlikeli bir viraja gireriz. Bu viraj sözün bittiği yerdir. Söz konusu virajdan kurtulmanın yolu gevezelikten geçmez. Disipli, komuta heyetine bağlılık temelinde kararlı, onurlu, ulusal gururla yüklü, şahsiyetli bir fedai vuruz tarzından geçer. Bu vuruş tarzını, bu duruşu sadece alkışlanamak yetmez! Ona bir şekilde katılım gereklidir. Cephe gerisi vuruş, lojistik görevleri hakkıyla yerine getiren bir irade, akıllı bir diplomasi, kitlesel itaatsizlik eylemleri, doğru çizgide işleyen bir ulusal basın-yayın politikası, çalışanların moralini bozmaktan uzak duran bir editörlük ve yazarlık dönemin en yakıcı görevleridir.

Kürdistan üzerine inanılmaz bir satranç oynanıyor. Bir satrançta hamleler ve karşı hamleler büyük bir dikatle biribirlerini takip etmekteyken, hiç bir aktör boş durmuyor, kendi hamlesini hazırlıyor. Tahtanın bir tarafında Kürtler, diğer tarafında ise Türkler, Farslar ve Araplar. Hamleler ve niyetler saklanmadan orta yere serilmektedir. Açıktan açığa ipimizi çekmeye çalışan "Gur û (Türk) Hırç (Fars) û Tacîler (Araplar)" bütün dikkatlerini Qandil'e vermişlerdir. Karşı hamle ise gerekeni gerektiği bir şekilde yapmaktır. Öte yandan gerilla kuvvetlerinin bütün bir alana yayılması söz konusudur.

Türkler, gerillanın savaşa umulmadık bir şekilde hazır olduğunu görünce bu kez de Bilhassa PDK'yi sıkıştırmak için her türlü şantaja başvurmaktadır. Ben kişi olarak PDK'nin bu şantaja dayabileceği kanısındayım. Türkler'in temsilcilik düzeyinde "görüşme adı altında gerilla tarafından dökülen dşlerini bu kez de PDK'ye göstermeye öalışmaktadır. Bu görüşmelerde kozu, yeni yeni filiz vermekte olan ekonomik kaynaklarını vurmak, Kürdistan'ın alt yapı yatırımlarını tahrip etmek, halkı bombalayarak yönetime karşı isyan ettirmektir (veya ben öyle hesaplıyorum).

Ama bu da sökmeyecektir. Çünkü böylesine geniş çaplı bir harekat ABD'nin asla işinr gelmez. Bu konuda PDK'yi sakinleştirmek için ABD Dışişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı (cebinde Başkan Barzani'yi Beyaz saraya davet eden Başkan Bush'un mektubu ile) Hevlêr ve Bağdat'a yollandılar.

Kısacası Düşman şunu iyi bellesin; Kürt Milleti barışı alabildiğine sevmektedir. Bir damla kanın dahi dökülmesini istemez. Ama Türk Askerbaşı eğer barışçı çözüm yerine kanı tercih ederse Kürt Milleti de toptan savunma durumuna geçecektir. En iyi savunmanın saldırı olduğunu asker çok iyi bilir. Hiç kimse yanlış hesap yapmasın. Kürt, lokma olacağına Düşman'ı lokma edecektir.

Kürt Milleti için birlikte hareket etmek elbette belirleyicidir. PDK, PKK ve YNK'nin birlikte hareket ettiği ve şartlara uygun askeri strateji ve buna bağlı taktikler geliştirildiği taktirde Kürt Milleti kazanmaya en yakın bir konumda olacaktır. Ama ne olursa olsun Kuzey kendi yüksek çabası ile de zafere erecek bir yapı ve kararlılıktadır. Aynı şey Güney için de mümkündür.

O halde bu büyük savaşa hepiniz birden hazırlanın. Düşman'a bir taş dahi atan belli bir ölçüde görev ifa etmiş olacaktır.

Sirac Kekuyon (Bilgin)

2007-04-27




Gorusunuz