Kazanıyoruz, kazanacağız!
Türk Devleti'nin bitmeyen ilhakçı ve yayılmacı ihtirası bugün Ortadoğu'yu ve giderek balkanları saracak bir ateşin yayılmasına yol açmaktadır. Hatay, Kıbrıs gibi maceralarda masaya koyduğu yayılmacı niyet-ilhakçı planları her seferinde uluslararası konjonktürün etkisi ile kabul görmüş, Kemal'den sonra gelen hükümdarların aynı emelleri daha da geliştirerek kabul ettirme çabalarında yeni hedef bir bütün halinde Kürdistan'dır. Alt yapısı dikkatli bir şekilde hazırlanmış, kuvvet dengesizliği azami ölçüye vardırılmış olan bu yeni savaşta Hükümdar ve Askerbaşı Büyükanıt'a düğmeye basmak kalmıştır. "Osmanlı torunları yeni bir yükselme döneminin halkası olmanın mutluluğu içinde Şırnak'taki karargahlarında beyni yıkanmış zavallılara "Ordular ilk hedefiniz Kerkük'tür, ileri" emrini tebliğ etmekteydi.
Savaşı büyük bir gürültü ve davul zurna eşliğinde başlatan Askerbaşı bu kez küçük, fakat öldürücü etkisi büyük bir kayaya çarptı. Ülkesini savunan bu kayaya bazıları GERİLLA diyorlar. Ama Türkiye, ABD ve bağlantıları ise bu küçük kayayı Terörist olarak adlandırıyorlar. Kafa karışıklığına gerek yok. Kim kimi nasıl isterse, çıkarına ne uygunsa bu kayayı öyle niteler. Elin ağzı torba değil ki büzesin..
Neyse biz gelelim duruma.
İki gün önce, perşembe günü (080221) saat 19.30'da savaşı başlattılar. Önce PDK'ye gözdağı vermek için köyleri şehre bağlayan iki köprüyü berhava ettiler. Çok yüksek bir ses çıkmayınca bu kez tanklarına "marş, marş" dediler. 60 tank Habur'u geçip Kürdistan'a indi. Ama ummadık bir yurtseverce şahlanışla karşılaştılar. 4000 sivil insanımız önlerini kesti ve bir adım dahi ilerlemelerine için vermediler. Bu arada taleplerini netleştirip eskiden beri yörede bulunan Türk Askeri Birliği'nin de geri çekilmesini istediler. Bu yerini ve yankısını bulan bir eylemdi ve Avrupalılar'ın ağız değiştirmelerine yol almıştı.
Fakat asıl büyük ölüm-kalım savaşı Gerilla denilen serdengeçtiler ile bordolusu, mavilisi vs.lisi ile Türk Askeri arasında geçiyor. Bazan göğüs göğüse! Bu arslanları yalnız bırakanlar tarih karşısında hesap vereceklerdir.
Güney'de bir gezintiye çıkacaklarını sanan Türkler, yerlerinde mıhlanıp kaldılar. 10 km-20 km içeri girdik diyen bu yalan makinaları Bir km içeri girdiler ve bu ilerlemenin bedeli olarak canlarını kaybeden arkadaşlarının cesetlarine dahi ulaşamadılar. Bu arada bir kobra helikopterleri de tüfekli kuvvetler "envanter"inden düştü. Bu arada arslanlarımızdan yedi kişi toprağa düştü, vatanlaştı. Canlarına hayran!
Moral alabildiğine yüksek.. Bir gömlek ve bir fanila ile -20'de savaşan gerillaların karşısında çorapları dahi kaloriferli olan bir Moğol sürüsü yer almış bulunuyor.. Aklım biraz karışık, acaba gerillalar bu çorapları ele geçirmek için mi bu kadar istekle savaşıyorlar. Eh.. Ellerinde şimdiden 15 çorap var. Gerisi gelir inşallah! (birazı da şaka tabii).
Şimdi savaşın ilk günleri itibarı ile yayınlanan bildirileri, alınan tavırları ve duruşları itibariyle bazı örgütleri mercek altına alalım.
Kuzeyli Örgütler bence sınıfta kalmış durumdadırlar. Bu örgütlerin bize gelen bildirilerinde PKK ısrarla yok sayılıyor, Gerilla'yı neredeyse piknikte imiş gibi değerlendiriyorlar. Satır aralarında PKK'yi her şeyin sorumlusu olarak gösterdiklerini okumamak mümkün değildir. Oysa Türk Tarafı defalarca defalarca "hedefimiz Kerkük'ün Kürdistan'a bağlanmasını engellemektir" diyorlar. Değil mi? Anlaşıldı mı? Ortada PKK'nin sebep olduğu bir durum yoktur. Tam tersine PKK bu konseptin önündeki engeldir. Kürt Tarafı olarak Başkan Barzani'nin en son dün işaret ettiği gibi, "Türkler'in hedefi Kerkük'tür, Kürdistan'ın Irak'a bağlı federal bir yapı olarak bağlanmasını zora sokmaktır". Bu durumda hala PKK'den uzak durmak da neyin nesi oluyor?
Kuzeyli Örgütler, "Güney'i savunalım" diyorlar. Peki bu savunma işini fiilen omuzlayan, şehitler veren, Düşman'ın önünde set oluşturan, ölümüne savaşan Gerilla değil mi? Düşman'ın savaş başlattığı bir ortamda "Güney'i savunma"nın etkili yolu Güney'i savunmak için savaşanı hem moral açıdan, hem lojistik açıdan ve hem de nicel açıdan desteklemek tam da bugünün sorunu değil mi? İki küçük yürüyüş yapıp akıllıca protestolarda bulunmak bir yoldur. Ama büyük kitleleri seferber edip hem ülkede, hem de Avrupa'da demokratik protestolar geliştirmek başka bir yoldur. Hangisi daha etkili olur? Neden savaşanlardan uzak durulur? Ben anlıyorum. Roma'ya ikinci adam olmaktansa köyünün muhtarı olmayı tercih eden insanların bol olduğu bir ülkedeyiz. Yapmayın, etmeyin! Düşmanı yeteri kadar sevindirdik. Artık dur deyip elele verelim dersem etkili olur mu bilmem. Ama ben yine de birlik olunuz demekten geri durmayacağım.
Güney'e gelince, işte asıl oyun burada oynanıyor. İşgal başlamadan kapalı kapılar ardında Talabani "ikna" edilmişti bile. WP'nin naklettiği ingilizce bir metinde bunun açık delillerini gördük okuduk. Burada YNK Merkez Yönetiminden bir zat, KRG'nin "Irak Kürdistanı"nı temsil etmekten uzak olduğunu, artık bizi temsilden uzak olduğunu söylüyordu. Bu sırada Talabani "Ortak Düşman" PKK'ye karşı Türkler'in harekete geçmesini anlayışla karşıladığını söylüyordu. Öte yandan Ankara'da birdenbire "Sayın" mertebesine yükselen Talabani Kayserili Gül tarafından resmen Türk Devleti'ne bir ziyaret için davet edildi. İlk planda resmen kabul edilen davet, halkın baskısı ile askıya alındı, ama geri çevrilmedi..
İşte Barzani böylesine bir kuşatma hali yaşamaktadır. Cephe gerisi, özellikle Süleymaniye yöresi fırsat kollar bir vaziyette beklerken, Bağdad'ın tavrı belli değilken dört cephede birden savaşma tehlikesi yaşayan Kürdistan'ın bu en ciddi Liderliği, Karargahını Duhok'a taşıdı, cephedeki hareketlenmeyi buradan takip ediyor. Bu tavır hem Gerilla Liderliği'nin lehine, hem de Tüm Kürdistan'ın daha esaslı bir şekilde toparlanmasına fırsat tanıyan bir tavırdır.
Toparlarsak; bütün bunların ışığında Talabani'yi yine de yeniden düşünmeye davet ediyoruz. Gün bugündür. Başka Kürdistan yok! Eldekini iyi koruyalım. Kürtler'in büyük çoğunluğu gibi dik duralım. Ülken değil Sana, bir taş dahi atacak tek tek insanlara dahi ihtiyaçları vardır. İyi düşün. Treni kaçırma! Kürt yenilmeyecektir, bunu bil! ABD bu kez de yapacağının neredeyse azamisini yaptı. Ama korkutamadı. Moğol sürüleri elbette vız gelip tırıs gideceklerdir.
2008-02-24
Sirac Kekuyon (Bilgin)
2007-02-24
Gorusunuz
HERHALDE
AKIN
2009-03-03 23:04 - herhalde bu yazıları kafan iyi iken yazıyorsun, yoksa bu kadar cahillik, hakaretin başka izahı yok... unutmadan ekliyeyim. tüklüğün büyük evladı kemal atatürk, "anadolu en az yedi bin yıllık trk yurdudur" demişti. aklında olsun... biz önümüzdeki 7 bin yılda da buradayız... kürtleri severek ama kürtçüleri ezerek...