Derdimi anlatamadım..
Derdi gerçekten Tük Devleti olanlara dert anlatmak kolay değil. Seçimlere kilitlenmek, çıkarılacak vekillerin Avrupa'da muhatap alınacağını ve böylece Türk Devleti'nin etkilenebileceğine inanmak, söz konusu ilhakçı-inkarcı-işgalcı devletin kanunlarına uygun olarak kurulmuş partilerin işidir. Deneyecekler ve "belki" yanıldıklarını da görecekler. Benim hiç kimsenin inandığı yolu ipotek altına alma niyet ve gücüm yoktur. Belki de ben yanılıyorum. Ama köy görünüyor, klavuz niye ki?
Ben geçen gün bir uyarıda bulunmuştum. Bu uyarı ile siyasetin etiğini ilgililere hatırlatmak istedim. Anlaşıldığı kadarı ile uyarının muhatapları bildikleri yolda yürüyecekler. Türk Solu gibi kutsal bir "ilericilik kalesi"ni bırakıp "ilkel milliyetçiler" ile kolkola gezmek mümkün mü?
Levent Tüzel babasının hayrına; "ABD'nin, Genişletilmiş Ortadoğu Projesi ile Türklerin de Kürtlerin de sırtına basarak Ortadoğu'da güç tesis etmek istediğini hatırlatan Tüzel boşuna, "Demokrasiyi, Cumhuriyet'in bugüne kadar sağlayamadığı gerçek bağımsızlığı, tüm milliyetlerin, halkların birlikte eşit haklarla yaşamasını sağladığımızda ABD planları bozulur" de ""Kürt sorunu konusunda "Kardeşleşme ABD planlarını bozar" demiyor.. Tabii ki hesapları var.
Peki bu BOP nedir? Ortadoğu'daki bütün diktatörlüklerin yıkılıp yerlerine demokratik rejimlerin kurulması değil miydi? Buna itirazı ne?
ABD'nin Kürdistan'ın tarih sahnesine çıkışını hızlandırdığını, bu tarih sahnesine çıkışımızı engellemek hususunda kontrolun Türkler'in elinden çıkmakta olduğunu görüyor. Öte yandan Kürtler'in sırtına ABD değil, tam tersine Ortadoğu Halkları; Türkler'in, Farslar'ın ve Araplar'ın bastığını, ABD'nin sadece bu kenelerden birini ezdiğini, diğerlerinin olduğu gibi kaldığını biliyor.. Sıranın Türk'e geleceğini mi hesaplıyor? Paranoya. Türk her şeye rağmen sağlam bir şekilde Kürd'ün sırtına basıyor. Şimdilik.. Türk Devleti içinde bunun kanıtlarını, Asker-sivil bürokrasileri, Meclisteki ve meclis dışındaki partileri, mitingleri ve cami ile okullarına baktığımızda görürüz.. Ama bu utanmaz Zat, Kürtler'i ve Türkler'i aynı kefeye koymakta bir beis görmüyor..
Aynı şey bir başka açıdan DTP'nin diğer aşkı içinde geçerlidir. Filiz Koçali takipçisi olduğu geleneğin söylemini daha bir kapalı şekilde arz etse de ikisi aynı kapıya çıkıyor.
İşte bunlara karşın, Sayısal durumu kalitesinin altında kalan Kürt parti ve grupları Güney'in özgürleşmesini sağlayan ABD'ye dostça yaklaşıyor, kafalarındaki şartlanmışlık zincirini gün geçtikçe daha bir kararlılıkla kırıyorlar. Kürt Partileri'nin hiç olmazsa "federasyon" istemeleri neden DTP'de tepki yaratıyor? Bu soruyu Kürdistani bir kafaya sahip olmayı red eden, şartlanmayı kıramamış, daha henüz ülkede bir kurum dahi kurtaramamış olanların dünyayı kurtarmaya soyunması biraz da "maydanoz"luk değil mi?
Peki kendi kendime bir soru sorayım: "Ben barışçı mücadele ile federasyon amacını gerçekleştireceklerini" iddia eden Kürt Partileri'ne inanıyor, onay veriyor muyum? Bu soruya cevabım "hayır" olacaktır. Ne bu partilerin mücadele metodlarına ne de Türk'ün bu metodu ciddiye aldığına inanmıyorum. Hem amacımın "Ali'nin, Veli'nin" milletvekili seçilmesini savunmak da değildir. Ama bunlar, benim mutlak doğrunun merkezi olduğum anlamına da gelmez. Bundan dolayı küçük büyük demeden, Kürt parti, örgüt ve şahsiyetlerinin asgari müştereklerde birleşmesi gerektiğini yine vurguluyorum. Kürd'e Kürt'ün lazım olduğu bu kritik günlerde Leventlerin, Koçalilarin belirleyici bir faydası yoktur, olamaz da.
Son günlerdeki gelişmeleri iyi okuyalım:
-Amed'de yapılan "Kürdistan Havuzu" için DTP'ye kapatma davası açılması söz konusu! "Ne devlet değil mi" deyip geçmeyin. Burada Türk Askerbaşı B.Anıt'ın "kararlılık gösterisi" açıkça sırıtıyor..
-Dersim ve Botan'da 20'şer bin askerleri ile başlattıkları savaş bütün hızı ile devam ediyor.
-Hem Türk sağının Erzurum'da, Hem sollarının Ankara, İstanbul vs'de düzenlediği mitingleri iyi okuyun.. Hepsi neredeyse aynı temayı işliyor: "Vatan" bölünmez. Bunları üst üste koyun oyların, bir başka deyimle Türki kellelerin yüzdesi 90'ı aşar..
-Türk Askerbaşı Başbuğ, Özgür Kürdistan'a bakan tepelerden sözüm ona tehditler savuruyor, anırıp duruyor..
Evet, her şey "biz ve onlar" diye bölünmüşken, DTP'nin Sn Başkanı çıkıp, bizi "öbürleri" diye gösteremezsiniz falan diyor..
Ne yaparsanız yapın,
Nereye saklanırsanız saklanın,
İsterseniz inkarcılığa soyunun,
Çaresi yok..
Siz B-Ö-L-Ü-C-Ü-S-Ü-N-Ü-Z..
Düşmanın o iğrenç milletvekilliği yeminini etmek için yarışacağınıza, İrlanda'nın SİNN FEİN'i gibi yapın ve Put'a bağlılık yeminini red edin. Bence en büyük mevzi böyle kazanılır..
2007-05-12
Saygılarımla
Sirac (Bilgin) Kekuyon
2007-05-12
Gorusunuz