Büyükanıt'ın Düşman tarifine katılıyorum-II.

Şu son günlerdeki restleşmelerde ve kuvvet gösterilerinde Puta Tapıcı Askerler her zamanki gibi oldukça iyi bir satranç oynadılar. İcat ettikleri sahte tehlikeler çerçevesinde, yarattıkları desinformasyonları da kullanarak bir yandan Kürt Milleti'ne, öte yandan takkiyeci AK PARTİ'ye karşı kitleleri harekete geçirmedeki ustalıklıkları çok ince bir PS taktiğidir. Bu arada PS'yi had safhaya çıkaracak bir şekilde Kürt Milleti'ne gözdağı vermeyi de ihmal etmediler. "Ne mutlu... " diye başlayan cümleleri kurmak artık her TV kanallarında, neredese bir selamlaşma şekli biçiminde olağan hale gelmiştir. Eskiden yaptıkları artık yapmıyor, "aman teröristi halktan ayıralım" türü sahtekarca yürüttükleri Kürt karşıtı mücadeleyi 12 Nisan'dan beri adım adım terk etmiş, geçen cuma akşamı cepheden saldırıyı manifest hale getirmişlerdir.

Öte yandan askerlerin destekledikleri ve sessiz bir şekilde sahiplendikleri kitle, çok yoğun bir şekilde ABD karşıtı sloganlar atmakta, bu dünya gücünü "kuvva-i milliye ruhu" sayesinde yenilgiye uğratacaklarına kendilerini inandırmaktadırlar. Türk Genelkurmayı'nın hiç bir tepki göstermeden izlediği bu yeni "antiemperyalizm" dalgası, bir yanıyla Washington'a bir gözdağı verme amacının dışavurumudur. Askerbaşı Büyükanıt, adeta "kitlenin ipleri benim ellerimde, sizin çıkarlarınıza çomak sokmamı istemiyorsanız, bana kulak vereceksiniz" demektedir. ABD kuşkusuz ki dev istihbaratı ve senaristleri ile süreci gereği gibi takip etmektedir. Bu gidişe, çıkarları ciddi bir şekilde tehlikeye girdiğinde, kendi metodları cevap verecektir. Bu her zaman böyledir. Konjunkturel dalgalanmalar ABD'nin nihai politikasını elbette etkilemez. Fakat yine de akılsız Türk Askeri'nin ve giderek Türk Devleti'nin Irak bütçesini bile onaylamaya yanaşmayan Demokratlar'ın cahilce duruşlarından cesaret aldıklarını da ilave edelim.

Bizim de şimdiye kadar kilitlendiğimiz bir şekilde gündem yöneten Türkler, bir yandan Psikolojik üstünlük sağlamaya çalışıyor, öte yandan da eylemsel olarak Özgür Kürdistan'a yönelik programını aralıksız bir şekilde yürütüyor. Ankara Tandoğan'da yapılan Kerkük Mitingi, Putçu Laikler tarafından ziyaret edilerek sahiplenilirken, biz sadece dev boyutta olanı, Çağlayan'ı konuşuyoruz. Bu mitingde Türkiye Sivil Toplum Örgütleri, sendikalar, siyasi partileri katıldı. ITC Mitinginde, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, BBP Genel Başkan Yardımcısı Abdulhaluk Çay, AK Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, BASK Genel Başkanı Resul Akay, Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek ile DSP, İP, Hür Parti ve BTP'nin temsilcileri gibi Türkler'in en tanınmış katilleri ve yalancıları boy vermişti.. Katılımcıların "Ordu Kerkük'e" diye slogan attıkları bu miting, Irak Federe Devleti'nin kanunları nezdinde kesin bir vatan hainliğidir. Hükümet, yabancı bir devleti Irak'ı işgale davet eden bu sözde cepheyi derhal kapatmalı, yöneticilerinin kanun önünde hesap vermesini sağlamalıdır..

Türk beşinci kolu ve müttefikleri bazı Araplar, Êzdî kardeşlerimiz üstüne tehditkar ve 27 İşçi kardeşimizin şehit edilmesi olayında olduğu gibi, fiilen kan dökerek kafalarına egemen olmaya çalışmaları Kürt Milleti'nin birlik hedefine yöneltilmiş bir başka saldırıdır. Öte yandan, tıpkı WP'ye damladıkları gibi Êzdî "elbisesi" giydirilmiş kişileri piyasaya sürerek Êzdî-Müslüman ayırımı yapmaya çalışıyorlar. Musul il merkezinde ise yürütülen sistematik tehdit kampanyası sayesine şu ana kadar 20 bin Müslüman Kürt ailesinin şehri terk etmek zorunda bırakmışlardır. 20 bin ailenin aşağı yukarı 600 bin nüfusa tekabül ettiğini görmek, vahşetin boyutunu gösterir.

Tel Afer'de oynadıkları oyun tutmadığında "ABD Tel Afer'i Kürdistan'a bağladı" diye bas bas bağırmaları fayda etmeyen sözde Türkmen Cephesi stratejistleri ve arkalarındaki Türk 5.Kolu, Peşmergeler'in asayişi sağlama hususundaki başarılarına sadece seyirci kalabilmişlerdi. Tabii ki asıl çaresiz bakanlar, Türk Devleti ve onun kışkırtıcı basını idi. Şimdi ise tabii müttefikleri olan Araplar ile birlikte Kerkük'e kuvvet kaydırmakla meşguller.

Gördüğüm kadarıyla Kürt Milleti tüm saldırı planlarına karşı hazırlıklarını tamamlamış durumdadır. Ama Cengiz'in torunları tarafından bir fiili savaşa tevessül edilmeyeceğini sanıyorlar. Düşman düşmandır. Ne yapacağını tam olarak kestirmek mümkün olmadığına göre tedbir elbette esastır. Kürt Milleti, Türk Askeri'nin hot-Zotlarına alışıktır. Bu tür karanlık sokak naralarını Türkler'den çok duymuşlardır (hani korkaklar karanlık sokaklara girdiklerinde korkularını yenmek için bağırıp çağırırlar ya işte öyle bir şey). Kürt Milleti barışçıdır. Tahrikkar değildir. Ama tahrikler sahiplerini mevkilerine ve ciddiyetlerine bakarak gerektiği sertlikte cevaplar.

Kürtler'in, yükselen birlik ruhu tüm güçlükleri yenecek kadar yüksektir. Peşmerge, Zerevani Birlikleri, Gerilla ve milislerimiz her türlü düşmanca çıkışı caydırıcı bir savaş gücü oluşturmaktadır.

Eh, öyleyse Büyükanıt, buyurun Ankara'da veya Amed'de bir kahve molasında konuşalım..

2007-04-30

Sirac (Bilgin) Kekuyon

2007-04-30




Gorusunuz