Türk Askerbaşı'na: Ak koyun kara koyun şimdi belli olacak
Yürüttüğünüz o "silence diplomacy" sürecinde verdiğiniz tavizleri biliyoruz.. Bunların çoğu tükürdüğünü yalamakla eştir. Afganistan'a "bir tek asker göndermeyeceğiz" diye efelendiniz, ama birdenbire fikir değiştirip 400 cıvarında "mehmetcik"i uçağa yükleyip oraya postaladınız. Üstelik propagandasını yapa yapa.. İran'a asla saldırmayacağız diyen dışişleri memurunuz Gül'ün bu iddialı sözlerini ona ne zaman geri yutturacağınızı da merak ediyorsunuz. Arap zırvası toplantısının daimi üyesi olmaya başlamanız da ilginçtir.
Çok kirlisiniz çok! İdeolojiniz kirli, duruşunuz kirli, diplomasiniz kirli, savaşınız kirli. Canını size emanet eden barışçı Kürd'e dahi "faili meçhul" uygulayan sizler, şeref ve haysiyetten bahsedebilir misiniz? İnsan olmanın en tabii erdemi olan "konuşarak, barışçı bir duruşla" meseleleri halletmek elbette hamuru bozuk, dini bozuk, geçmişi bozuk ve Atatürk denilen bir puta tapıcı insanlardan beklenemez. Bay Büyükanıt, Sen bu zincirin en iğrenç halkasısın.
Çeteleri kuran sensin, sivilleri öldürmekle övünen sensin, en yakınlarını bile "töre" uğruna öldüren sensin.. Seni ve en yakın takipçilerin olan cuntayı, başta Başbuğ olmak üzere, çok iyi tanıyoruz. İçte sivillere, askeri alanda bir bütün halinde Kürt Milleti'ne yönelik hazırlıklarını çok iyi biliyoruz. Bunları çok iyi deşifre ettiğimizi, bekçi köpeklerin tarafından bize gönderilen itiraf ve tehdit e-maillerinden anlıyoruz.
Şimdi sinsi bir fiili savaş çıkarma plan ve hazırlığını bitirmiş bulunuyorsunuz. Kürtler'in Irak'ta asayişin sağlanması için canla başla çalıştığı, ABD'nin de içte ve dışta yaşadığı güçlükleri hesaplayarak, önünüze seçecek iki yol koymuş bulunuyorsun.
-Ya savaşı herşeye rağmen şimdi başlatacak ve büyük riskler alacaksınız
-ya da yıpratma savaşı (beşinci kol, psikolojik savaşım gibi) metodları kullanarak vaziyeti 2009 yılına kadar idare edecek ve Demokratlar'ın yönetimi ele alması için dua edeceksiniz.
Şimdi artık oyun bitti. Hayatın gerçeğinin bir ayna gibi yüzünüze tutulacağı süreç gelip çattı. Kürt Milleti'nin her iki seçeneğe karşı hazır olduğunu bilin!
Son zamanlarda gürültücü bazı Batı basın organlarında Türkler'in Güney'e girmeye hazır olduğunu okuyoruz. Hatta başta Haftanîn olmak üzere bazı nektalardan içeri girip mevzilendiğniz de kaydediliyor. Bunlara karşın ABD'nin bir nevi pasif tutum takındığı intibaı da verilmiyor değil. ABD'nin pasif duruşu sizi epey cesaretlendiriyordur.
Peki Kürt Milleti'nin tarih sahnesine çıkma azmi, Newroz'un anlatmak istediği bağımsızlığa yürüme kararlılığı sizi hiç mi düşündürmüyor? Bu azim, verilen iki buçuk milyon şehide, belengazlığa, ekonomik perişanlığa rağmen, iki yüzbir yıldır aralıksız olarak sürüyor. Hayır, bunları hesaplamanız oldukça kuşkulu. Savaşı dev silahlar değil, insan verir. Haklılığının bilincine ermiş, ayakta kalmanın tek yolunun direniş olduğunu belleğine nakş eylemiş bir milletiz biz. "Berxwedan jiyane" deyimini sloganlaştırmış bir yeni nesil, yeni ve kararlı bir Kürt tipi var karşınızda. Bu nesil barışı alabildiğine özlemiş bir nesildir. İçi doldurulmuş bir barış isteyen bu yeni kahraman Kürt tipi "savaşa da barışa da hazırız" derken şaka yapmıyor, hava atmıyor..
Dışişleri memurunuz Gül şöyle konuşuyor; "Irak bölünürse o zaman sonu olmayan savaşlar başlayacak. Zaten insanlar yorulmuş, bıkmış haldeler. Dünyanın en zengin olan ülkesi, en kötü durumda."
"Bağımsız bir Kürdistan Irak'ın bölünmesi demek. Böyle bir risk şüphesiz ki var. Iraklıları düşünün, kendi ülkeleri bölünecek. Buna önce kendileri müsaade edecek mi? Ondan sonra komşular buna müsaade edecekler mi? Bu, ortaya sonu gelmeyen savaşları çıkarır. Ortadoğu'nun, Filistin-İsrail meselesini çözememişken, böyle bir meseleyle karşı karşıya kalmaması gerekir. Bunu önce anlamayanlar, şimdi anlamaya başlamıştır. Hem Irak'ın içindekiler, hem de dışarıdakiler, başta ABD olmak üzere. Bölünme, asla alternatif değildir."
Yukarıda da görüldüğü gibi diplomasiniz hep kan üzerine kurgulanmaktadır. Bir vampir gibi Ortadoğu'da dolaşıp duruyorsunuz. Hala "Tarih" adını verdiğiniz kitaplarınızda "bizi arkadan vuran Araplar" diye nitelediğiniz krallar, emirler ve diktatörlere yaslanarak düdüğünüzü öttürmeye çalışmanız ne büyük çelişki! Bu elbette sizin umurunuzda değildir. Sizin için ana politika Kürd'ün yok edilmesidir. Bu hedefe varmak için her şeyi mübah görürsünüz.
Varolma mücadelesi veren Kürt Milleti de elbette gerekli gördüğü tedbirleri alacaktır. Bu tedbirler "insan hakları kuruluşları"nın hoşuna gitse de gitmese de alınacaktır.
Kısacası artık lafın bittiği noktadayız. Sizi bekliyoruz.. Ama güllerle değil.
2007-03-24
Sirac (bilgin) Kekuyon
2007-03-24
Gorusunuz