Newroz 2007 bir ihtardı..

Newroz-2007'nin taşıdığı anlam itibariyle analizinde partiler elbette kendi bakış açılarını kullanacaklardır. Buna saygı duyulur. Ama eğer biz de, kendimizi partilerin yerine koyacak şekilde, bazı saplantılarla hareket edersek, olayın anlamını "bilimsel analizden geçirerek verme" gibi oldukça iddialı bir yaklaşımda bulunduğumuz hususunu peşinen sorgulatmış oluruz. Bundan dolayı analizimiz mümkün mertebe objektif olmak zorundadır.

Anlamlı bir analizde bulunmak için Newroz veya Güney Doğu Kürdistan'da bilhassa Feyli Kürtler'in adlandırması ile; Newroj'a doğru 2007-Ocak'tan itibaren söylev ve olayları gözönüne getirirsek, yaşadığımız bu görkemli Newroz'un anlamını yerine oturtabiliriz. Kronolojik olmasa da olay ve demeçlere şöyle bir bakalım:

Askeri alanda:

-Türk Askeri'nin Kürdistan'daki saldırıları aralıksız ve ellerinden gelen sertlikte devam etti.

-Gerillaya karşı kimyasal savaş yürütüldü.

-Türk Beşinci Kolu'nun Kerkük'teki sabotajları genşletilerek sürdürüldü.

-İran ile Türk Devleti'nin bazan ortaklaşa sürdürdükleri kontr-gerilla eylemleri genişledi.

-Türk Devleti anti-Kürt toplantılara ev sahipliği yapmayı rutin hale getirdi.

-Türk Generalleri Newroz'dan hemen önce Kürdistan'ın Güneyi ile Kuzeyi'ni ayıran yapay çizgiye yeniden 20.000 asker yığdı. Bu birliklerden bazıları Güney'e sızarak orada mevzilendi..

Sivil halka yönelik olarak:

-KKK Başkanı Abdullah Öcalan zehirlendi. Halk ayağa kalktı ve sert müdahalelerle karşılaştı.

-Başta DTP çalışanları olmak üzere halka karşı pervasız tutuklamalar başlatıldı.

-Gündem gazetesi kapatıldı.

-DTP Amed ilbaşkanı; "Kerkük'e yapılacak olan bir saldırıyı Amed'e yapılmış olarak kabul edeceğiz" dediği için saatlerle ifade edilebilecek bir hızla "sorgulandı" ve tutuklandı.
-Aynı şekilde DTP Batman il başkanına ve Van il merkezine saldırıldı, insanlar gözaltına alındı.

-Hakkari Belediye Başkanı'na "Türk değilim" dediği için 7 Yıl ceza kesildi.

-İşgal veya ilhak güçlerinin Kürt politikacılarına saldırıları genişleyerek sürdürüldü, onlarca kişi gözaltına alındı. Görüldüğü kadarıyla Türk Devleti halkımıza karşı "savaş durumu" kanunlarını uygulamaya başlamıştı..

Politik demeç savaşı

-Türk Kara KK ve Türk Askerbaşı: Kerkük Meselesi Türkiye için hayati bir meseledir, statüsünde herhangi bir değişikliğe sessiz kalamayız.

Cevap Başkan Barzani: Kerkük Irak'ın bir iç sorunudur, statüsü Irak Anayasası'na uygun olarak ve referandumla belirlenecektir. Türk Ordusu Kürdistan'a girerse güllerle karşılanmayacaktır.
-Gül;. Eğer bir referandum olacaksa bu Irak çapında olmalıdır.
Cevap Başkan Barzani: Türkiye Irak'ın içişlerine karışmayı bir hak olarak görüyor, bu kabul edilemez..

-Türk Medyası: 1957'de Kerkük'teki Türkmen nüfusu vilayetin genel nüfusunun %44'ü idi.

Cevap Şerafettin Elçi: Belge göstererek; söz konusu oran sadece %18 idi..

-Türk Askerbaşı: PKK Irak'ta Barzani ile Talabani'nin hakim olduğu alanda barındırılamaz.

Cevap Başkan Barzani ve Irak Cumhurbaşkanı Talabani: Sorun askeri olarak değil politik olarak çözülecektir. Hiç bir güç bizi bir daha Kürtler'le savaştıramaz..

-Türkler, Bir bütün halinde: "Kürtler ABD'ye güveniyorlar, ama ABD Askerleri eninde sonunda Irak'tan çıkacaklardır".
Cevap Başkan Barzani'den: ABD'nin Irak'tan çekilmesini istiyoruz!

Diplomasi alanı:

-Türk Dışışleri Bakanı Gül ve ardından Türk Askerbaşı Büyükanıt ABD'yi ziyaret etti. Bu ziyaereti bir psikolojik savaş malzemesi haline getirmeye çalıştılar.

-Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanı Rice Aniden Irak'ı ziyaret etti ve Türk Psikololojik Savaş makinasının tekerine çomak soktu.

-Türk Devleti Kerkük konusunda ve Sün'i Arapların birliği konusunda yapılan toplantıları organize etti.. Ama ikisi de ters tepti.

-Bunun üzerine Kürtler Amed'de Kerkük Konulu bir toplantı planladılar, ama Türk işgal yönetimi bunu yasakladı.

-Türk Başbakanı ve Gül Ortadoğu'daki neredeyse tüm Arap Devletlerini dolaştı, taraftar toplamaya çalıştı. Şam ve Tahran ile ilişkileri sağlam tuttu..

-Kürtler ise üst düzeyde davetlere icabet etmekle yetindiler ve esaslı sonuçlar aldılar.

-Nihayet Başkan Bush ve eşi Kürtler'in Newroz'unu kutlayan bir mesaj gönderdi..

´´´´´´´´´´´´´´´´´´´´´´´´´´´´´´

Bu bunaltıcı psikolojik savaş Türkler'in umduğunun tam tersi bir etki yaptı. Kürtler korkmak, az ile yetinmek, ellerindekini de vermek yerine, büyük bir cesaret ve hırsla ellerindekine sahip çıktıkları gibi, dört bölgeyi kapsayan Birleşik Kürdistan fikrine kilitlenmeye başladılar.

Kürt Milleti bir daha örselenmeyeceği bir güce ermek için önce kendi evlerinden başlamak, kopmaz bir birlik oluşturmak zorunda olduklarını neredeyse geri dönüşsüz bir şekilde bilince çıkarmaya başladılar. Bu birlik ayakta kalmanın olmazsa olmazı olan teknolojik uygarlığı yakalama savaşımını güçlendirecek, Ortadoğu'yu bir diktatörlükler çöplüğü haline getirecektir. Bunun için işe; dört bölgeyi birden tehdit eden Cengiz'in torunlarından başlamak gerekir düşüncesi dört bölgedeki Kürd'e hakim olmuş bulunuyor..

Evet, Kuzey'de önemli bir kısım insanımız KKK Lideri Öcalan'ın Zehirlenme olayını ön plana çıkarmışlardır. Böylesi bir duruş ulusal mücadele içinde değerlendirildiğinde tabiidir, onların ve bir yerde Kürtler'in vicdan borcudur (şu andaki demeçleri itibariyle siyasi duruşu zarar veriyor olsa bile).

Ama Kuzey dahil en büyük kitle esas olarak Cengiz'in torunları'na sert bir ihtarname çekmiş bulunuyorlar.
Kürt Milleti şunları söylüyor:

-Tehdit ediyorsun, ama biz buradayız ve önünde eğilmeye hiç bir şekilde niyetimiz yoktur.

-Biz Kürt Meselesi dahil tüm sorunları barışçı yollarla çözmenizi tavsiye ederiz. Barışçı çözümün gerçekten en iyi çözüm olduğu hep tekrarladık. Siz ise bizi yok etme niyeti ile politika yapıyor, bunun en üst düzeyi olan "politikleşmiş askeri savaş" bize dayatıyorsunuz.

-Biz bundan da korkmuyoruz. Ordularınız özellikle Güney'e doğru hareketlenirse onları "Güllerle karşılamayacağız" diyoruz.
Seçim sizin. Ya uygarca çözüm, ya da sizi de yerle bir edecek olan amansız bir savaşı tercih edeceksiniz.

Kürt Milleti'ni bu onurlu Newroz duruşundan dolayı yeniden kutluyor Şehitlerimiz'in aziz hatırası önünde eğiliyorum.
Yaratıcı güç bana da şehadet şerbetini içmeyi nasib etsin.

2007-03-22

Sirac (bilgin) Kekuyon

2007-03-22




Gorusunuz