Yazık.. Anlaşılamıyor..II
Geçen yazıda ANF'ın ince, halkın güven duygusunu sarsıcı, inşikak yaratıcı "haber-yorum" türü yazısını ele almış, çarpıtmalara karşı doğruları koymaya çalışmıştık. Bu süreçte en akıllı davranması gereken bir ajansımızın bu şekilde yıkıcı bir tavır geliştirmesi bende gerçekten şok yaratıcı bir etki yapmış bulunuyor. Ne yapalım, malımız bu..
Şimdi kurnazca kaleme alınmış o çarpıtıcı yazının devamında ele alınan o "haber değeri yüksek" çarpıtmaları irdelemeye devam edelim..
Geçen yazımda Bağdad'a gönderilecek Kürt birliğine alınan eski PKK'lilerin durumunu açmaya çalışmıştık. Şimdi bu analizi sürdürelim. ANF'a göre İki eski PKK'li Bağdat'a gidip savaşmayı red etmelerine rağmen, Nizamettin Taş grubundan Süleyman Kaydı, "ne büyük vaadlerle" göreve talip olmuştur. Sanki dünyanın en büyük askerleri, PKK'den kopan bizim de değer verdiğimiz, gerillalar imiş gibi bir hava var yazıda. Fakat bu gerilların Taş grubuna mensup olanları (sadece onlar demeye getiriyor) kendilerini "satıyorlar"! Taş grubuna mensup bu komutan ayda 400 dolar alacak, bunun yanında bir çok ayrı maddi olanaklardan yararlanacak..
Şimdi bu kapalı karalama satırlarını biraz düzeltelim. Öncelikle şunu belirtekim; Kürt Ordusu gönüllü her Kürd'e kapılarını açmaktadır (bu satırları sakın ola ki Kürt Hükümeti'ni göklere çıkarma, diğerlerini yerin dibine batırma teşebbüsü olarak anlamayın). Ama Kürt Ordusu'nun yapısını çarpıtmaya çalışan ANF yazarı, bu orduyu sağda solda insan avına çıkmış gibi algılatmaya çalışmaktadır. Oysa öyle mi? Biraz da buna bakalım:
Özgür Kürdistan Ordusu, temelini kurtuluş savaşındaki pêşmerge örgütlenmesinden alıyor. Pêşmerge tabanı üstüne kurulan yeni ordu, ilk askeri eğitimini de eski peşmergelerden almıştı. Sonra Zaveta eğitim merkezi modernleştirilerek bir çok alanda görev alacak askeri personel yetiştirmeye başladı. Şimdi düzenli bir kara ordusu, sokak savaşlarında görev alacak şehir anti-terör birlikleri ve kırsalda görev yapacak komando birlikleri oluşturuldu.
Kürdistan Ordusu mecburi askerlik esasına göre değil, profesyonel askerlik esasına göre oluşturuılmuştur. Bundan dolayı komutanından erine kadar tüm ordu mensupları görevleri karşılığı belli bir maaş alırlar. Ordu'nun bir kısmı yedeklerden oluşur. Şartlar gereği bunlar; kritik anlarda veya operasyonlarda göreve çağrılırlar. Bu profesyonel ordu yapısı, bağımsızlıktan sonra bir süre için Suriye'de ve Irak'ta da uygulanmıştı. Şimdi ise Fransa Profesyonel ordu yapısına geçmiş bulunuyor.
Şimdi ANF'ın anıştırmaya çalıştığı "paralı asker" esprisi ile Kürdistan Ordusu aradasında bir köprü kurmak eğer düpedüz cehalet değilse kastidir ve Düşman'ın ağzıyla konuşmaktır derim.
Biraz da Nizamettin Taş'ın liderlik yaptığı partinin bu "paralı asker esprisine bulaştırılması küçüklüktür, küçük düşünmektir. "Aman PWD'yi karalayayımda nasıl olursa olsun" zihniyeti ile hareket eden ANF, birdenbire kendisini Düşman'ın Kürt Milleti'ne karşı yürüttüğü psikolojik savaşın batağında bulmuştur ve fütursuzca yazdığı metinde ısrar etmektedir.
Metin, asıl "büyük" hedefini "şehit olup olmama" hususunda ele veriyor. Burada adeta Bağdat'a gidenler ölürlerse buşuna ölmüş olacaklar gibi Düşman'a yarayan boş bir mantıkla hareket ediyorlar. Bu konu forumda çok iyi işlenmişti. Gerek Hanife Hanım'ın o nefis analizi, gerekse diğer arkadaşların da katkısıyla bu konu çok iyi aydınlanmıştı. ANF'ı o tartışmaları gözden geçirmeye çağırıyorum (tabii ki boşuna)..
Kısacası gerçekten yazıktır, günahtır. Bir ajans böylesine sığ görüşleri haber-analiz'ine malzeme yapmamalıydı.
2007-02-14
Sirac Bilgin
2007-02-14
Gorusunuz