Yazık.. Anlaşılamıyor..I

Önemli bir kesimi itibariyle Kürd'ün Kuzeylisi hala Kemalizm'in derin bir şekilde etkisindedirler. Bazı Site'lere bakıyorum da büyük bir hayranlıkla Türk yazarlarının yazılarını asıyor, onlardan adeta feyz alıyorlar. Ayrışmalardan, Türk'ten arınma olayından alabildiğine uzak durmayı "akılcı politika", "reel politika", "dünya ile entegrasyon" gibi oldukça oturaklı deyimlerle süsleyen bu çevrelerin ne için mücadele ettiklerini anlamak mümkün değil..

Son bin yıllık tarihimizde yakaladığımız şu süreci bile, reel politiğe feda etmek için yarışanları gördükçe insanın küçük dilini yutası geliyor. Vakit daraldıkça Düşman'ın da katkısı ile olacak, laklakçılık artıyor, tahammül edilemez bir seviyeye varıyor. BU böyle devam edemez. Bunun önüne geçilmeli. Ben derim ki;

-Yorulan varsa istirahate çekilsin, onlara geçmiş mücadeleleri için teşekkür ederek saygımızı muhafaza edelim,

-Korkan varsa otursun. Korku, insani bir histir. Böylesine bir durumda Bu insanlarımızın Kürdistan'a sunacağı en büyük hizmet ağzını açmadan oturmak, korkuyu başkalarına da bulaştırmamaktır,

-Zenginleşip servetlerini ve refahlarını koruma güdüsü ile reel politik yapma ihanetine girenlere tahammül ise mümkün değildir. Bunlar rahatları için vatanlarını feda edenlerdir. Bunlara karşı sonuna kadar uyanık olmak zorundayız,

-Bütün süreç boyunca Türk'ün her türünden "sinyal" bekleyenler, Türk Askeri şefliğinin zora başvurmadan lafla değişebilirliğini hesaplayanlar veya bunu kitleye kabul ettirmeye çalışanlar, en büyük yanılgı, cehalet, işbirlikçilik batağındadırlar.

Yazıktır, günahtır! Bu Millet sizleri önder bildi, can istediniz, can verdi, mal istediniz mal verdi.. Kuzey per perişan iken, dur dediniz.. Durdu ve umutla dinledi. Acaba çözüm geliyor diye pür kulak kesildi. Sonra kıyameti kopardınız. Kiminiz şuraya çektiniz, kiminiz buraya. Bu millet yüzeyde sert görünen yumuşaklar ile yumuşak görünen sertler gördü. Şaşkınlık daha da arttı. "Federasyon getireceğim" diyen çeşitli kalibredeki eylemsizler ile hiç bir şey istemiyorum diyen eylemciler gördü.. Üstelik çok iyi bir politik yürüyüş tutturmaya çalışan Güney'i zayıflatmaya çalışan "ajanslar" da cabası.

Evet ne istiyorsunuz Kürt Milleti'nden Sayın ANF yöneticileri? Sıfır noktasının altına mı dönelim? Masa başı veya bir iki telefonla oluşturduğunuz haber-yorumlarla Güney'i yıpratmak size ne kazandıracak? Güney'de güçlüklerle kazanılan prestij yok olursa ve oradaki yönetim yıkılırsa sıra size mi gelecek? Yapmayın! Bu olur mu? Devlerin güreşinde sıra nasıl size gelecek, bunu düşünemezsiniz bile. Güney'de yürüyen bir sistem, işleyen bir ittifak, yükselen bir Kürt prestiji varken türk usulu metodlar kullanarak, Psikolojik savaşın emrindeki Türkler'in kendi önemli site'larında kullandıkları "haberler" ile bu sistemi gözden düşürmeye çalışmak ne anlama gelir, takdir sizindir sayın okuyucularım.

Şimdi bir çizginin politikası olarak algılanabilecek bu "haber"i masaya yatıralım.

ANF şöyle yazıyor: "ABD Başkanı George W. Bush'un 'yeni Irak stratejisi' planları doğrultusunda, Bağdat'a giden Kürt Tugayları içinde PKK'den kopanlar çatışmaların en yoğun olduğu bölgelerde görevlendirildi."

Burada PKK'den ayrılan gerilların ailelerine; "Başkan Bush, özellikle PKK'den ayrılanların yokedilmesi için onların en tehlikeli bölgelerde kullanılmasını Kürt Hükümeti'ne tavsiye etmiştir Böylece onların yok edilmesinin en kolay yolu bulunmuştur. İşte Güney Hükümeti sizin çocuklarınızı yok etmek için ABD ile anlaşmıştır", gibi saçma anıştırmialarla yüklü mesajlar vermektedirler. Kürdistani bir ajans bunu yapar mı? Herkes biliyor ki, tüm Bağdat kaynayan bir kazandır. Kürt Tugayları, bu mezheb çatışmalarında araya girecek ve saldıranı tesirsiz hale getirebilecek en etkili, en eğitimli ve en kararlı güçtürler. Çünkü onlar doğru ata oynamış, vatanlarında terörü yeşertmemiş, ve geleceklerinin teröristsiz bir Irak'a bağlı olduğunun bilincine ermiş sağlam duruşlu bir Liderliğe bağlıdırlar. "Yarın, bugündür" deyimi tam da yaşadığımız sürece uygun işliyor. Başka zaman yoktur. Ne yapılacaksa bugün yapılacaktır.

Kimse PKK'den ayrılanları zorla asker olarak yazdırmadı. Bu açık. Dolayısı ile ince bir dil oyunu sayesinde sanki eski PKK'liler zorla asker yazdırılmışlar gibi bir sanı uyandırmayı ben bir Kürd'e ve Kürt ile birlikte hareket eden bir Türk'e yakıştıramadım. Kürdistan'ın her dört bölgesi de aynı derecede kutsaldır. Bir Kürt için Kuzey, Güney Doğu yoktur, Kürdistan vardır.

ANF "Haber'inde yer alan şu satırlar çok yönlü bir karalama teşebbüsüdür, şöyle: "Şoreş kod adlı Hişyar Söyler ile Kendal kod adlı Osman Hazar da bulunuyor..(....)...Söz konusu grup, Irak'a gönderilen tugay ile birlikte gitmeyeceklerini açıkladılar. Bunun üzerine Nizamettin Taş ile birlikte hareket eden Celal kod adlı Süleyman Kaydı'nın göreve getirildiği öğrenildi. Yapacağı görev karşılığında ayda 400 dolar maaş ve diğer maddi olanaklardan yararlandırılması vaadiyle görevlendirilen Kaydı'nın, yüzbaşılık telifi alarak ekibiyle birlikte Duhak'tan Hewler'e götürüldüğü öğrenildi."

Yukarıdaki satırlarda üç konu dikkati çekiyor:

-Hişyar Söyler ile Osman Hazar adlı eski PKK'liler Bağdat'a gitmek istememişler..

-Bunun üzerine Nizamettin Taş Grubundan Süleyman Kaydı göreve talip olmuş, ama ne büyük vaadlerle..

-Kaydı, ayda 400 Dolar maaş da alacak..

Gerisini yarın işleyelim..

2007-02-13

Sirac Bilgin

2007-02-13




Gorusunuz