Arası yok; ya öleceğiz, ya da kurtulacağız
"Bu kavga en sonuncu kavgamızdır bizim", bu, artık gün gibi ortaya çıkmıştır. Tekrarlamaktan bıksak bile uyaracağız. Düşmanlarımız, tarihlerinde hiç bir zaman bize karşı bu kadar birlik içinde olmamışlardır. Kürt Milleti üstüne tarihte hiç bir zaman bu kadar bilimsel oyunlar oynanmamıştır. Güney'de Kuzey'de, Batı'da, doğu'da aynı oyuncular değişik kıyafetlerle gözlerimizin önünde, gözlerimizin içine baka baka oyunlarını sahneye koyuyor, bizlerin bir kısmını da bu oyunda figüran olarak oynatıyorlar. Ama bakıyoruz, hala vaziyetin ölümcüllüğü kavranamamış. Kürdistan'da hala konsensüs arayışları çok zayıf. Kimi Başkan'ının sağlığına kilitlenmiş, kimi ise rahatının kaçışına. Ortaya çıkan "parti liderlikleri" çoğunluk itibariyle içe kapanık bir mücadele içinde. Türk Basını'na dayanarak taraftar toplamaya çalışanlar da cabası! İki yüzyıldır dökülen kanların, çekilen acıların üstüne oturmaya kalkan Ümit Fırat gibilerin "Türkiye'ye hizmet" çağrıları örülen çorapların çapını da gösterir (adamın çapına değil, arkasındaki ele bakın).
Ben derim ki; "gelin canlar bir olalım". Ortada kazanılmış hiç bir şeyin olmadığı ve kazanılacağı da yakın zamanda şüpheli olan, yani "olmayan"ı paylaşma savaşından vaz geçelim. Asgari bir programda birleşmek her an mümkündür.. En aşağısından düşmanı sevindirecek iç sataşmalardan kurtaralım kendimizi.. Ölümü, milletimizin ölümünü ciddiye alalım. Bu, bir kabus olarak uykularımızı bölsün. Bu duruma düşen bir milletin önderleri hala laf üretme yarışında iseler, o millet uyandım dese de uykudadır. Bunca çatışma bir maç gibi seyredilmiştir demektir. Bunca şehit boş yere vatanlaşmıştır!
Bakın şu etrafınızda hala cereyan eden kurtuluş savaşlarına.. Bizimki kadar rezil, aşağılayıcı taleplerle mücadele eden kaç millet var? Bask'a bakın, şu anda ele geçirmiş oldukları haklar, bazı liderlerimizin rüyalarında bile görmedikleri haklardır. Ama onlar ne yapıyorlar? Hala daha onurlu, daha da kendisi olma mücadelesi veriyorlar. Tamil ülkesinin mücadelesine bakın... neredeyse dünyayı karşılarına alarak savaştılar ve belli bir oranda kazandılar da.. Açe'ye, Darfur'a, Kuzey İrlanda'ya bakın.. Hepsinin toplam nüfusu Kürdistan'ın bir bölgesi kadar bile değil. Kim bizim gibi taleplerle ortaya çıkıp mücadele ediyor? Hiç kimse.. Neden çünkü ne tarih bilincimiz yerinde bir bilinçtir, ne de onun üstüne inşa edilen siyasi bilincimiz.
Yineliyorum, yalvarıyorum (evet yalvarıyorum) lütfen şu eski politbüro ve Halife-i Müslimin elbiselerini çıkarın artık. KÜRDİSTAN ÖLÜYOR! Bir araya geliniz. Bu sizi küçültmez. Eğer bunu yapmazsanız büyük vebal altına girersiniz.
Ama bu bir araya gelişin şartları da kısa sürede hazırlanmalı. Kürt'ün Kürt'ü öldürmesi, bir daha konuşulmamak üzere tarihe gömülmelidir. Bu olmazsa olmaz şarttır. Düşmanı ile dahi dialog arayanların Kürt'ü öldürmeleri terrördür, cinayettir, Kürdistan'a hançer çekmektir.. İç demokrasi bundan sonra gelen şarttır. Herkes, karşısındakine hakaret etmediği müddetçe dilediğini ifade etmeli, iknayı iç siyasette şiddetin yerine koıymalıdır.
Dah önce önerdiğim iç temas heyetini yine öneriyorum. Tecrubeli, şimdiye kadar şu veya bu partiye ve şahsiyete karşı açıkça tavır almamış, ikna gücü iyi yurtseverlerimizden oluşacak bir temas heyetinin tam zamanıdır. Bu konuyu tüm Kürdistani forumlara taşıyalım. Bilinöli bir şekilde isimler önerelim ve olayı pratiğe geçirelim. Yarın çok geç olabilir. Unutmayınız; "su uyur, düşman uyumaz"..
2005-09-04
Gorusunuz