Kürtçülük bir diriliş savaşıdır..

Kürtçülük, Türkler'in Kürt Milliyetçiliği için 1950'lerde kullandıkları sıfattır. 1959'daki kitlesel Kürt avında basınları insanlarımızı ikiye ayırmıştı: Musa Anter, Medet Yöş gibi şehitlerin öncülündekilere; "Komunist Kürtçüler", Ziya Şerafhanoğlu ve Sait Elçi önderliğindeki diğer gruba da "Milliyetçi Kürtçüler" denmişti.. Ama iki taraf da "Kürtçü" idi ve bundan utanç duymuyorlardı. Derken aradan zaman geçti, bir kısım Kürt İnsanı'nın beynine Marksizm-Leninizm gelip yerleşti. Bunlar Kürtçü olarak nitelenmeyi bir aşağılama olarak algılıyor, bu sıfata şiddetle karşı çıkıyıorlardı. İşte o dönemden itibaren Kürtçülük ile ırkçılık bir ve aynı şey olarak nitelenir oldu. Kürtçüyüm diyene "yerli MHP'li" gözüyle bakılıyordu artık. O dönemler TKDP hariç hemen herkesin, zımnen de olsa Türk Solu denilen efendilerden meşruiyet beklediği dönemlerdi..
Türk Solu'nun Kürt Ulusal Hareketi üstünde kurduğu ideolojik hakimiyet PKK'nin kuruluşu ile yeni bir şekil alarak gelişti. Artık enternasyonalist denilen PKK'lilerin örnek olarak gösterildiği, "ortak hareket" dönemine girilmişti. Fakat ortaklık, "Bağımsız Birleşik Kürdistan" şiarının altına öylesine yerleştirilmişti ki, dönemin büyük silahlı mücadele romantizminin gölgesinde görülmez durumdaydı. Durum İmralı süreci ile birlikte giderek berraklaştı. Türk Solu'nun bu hareket ve onun Liderliği üzerindeki hakimiyeti hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde görülmeye başlandı. Kürt Milliyetçiliği'nin "ilkel milliyetçilik", geçmişteki Kürt direnişlerinin "gerici" olarak nitelendiği, Kürt tarafı olarak taleplerin Türk Solu'nu bile şaşırtacak bir seviyeye veya seviyesizliğe indirildiği utanç dönemi resmen açılmıştı.. İşte bu dönem, bırakın Kürtçülüğün tabu sayılmasını, telafuzedenlerin neredeyse "vatan haini" ilan edildiği bir dönem olarak tarihe geçecektir.. Milliyetçiliği bir taraf bırakın türkçülük, arapçılık ve farsçılığın ırkçı anlamda bile nedereyse hoş görüldüğü bu ortamda Kürt Milliyetçiliği'nden vebadan kaçılır gibi kaçılır olmuştur..
Oysa Kürt Milliyetçiliği'nin ötesinde bir kavram olan kürtçülük, tahrip edilmiş olan Kürt Tarihi'nin, Kürt Dili'nin, talan edilmiş olan Kürt Kültürü'nün, başkaları tarafından yüzsüzce sahip çıkılan Kürt Mitolojisi'nin ve kaybolmaya yüz tutan bütün Kürt Ulusal Değerleri'nin yeniden ortaya çıkarılması, onarılması, sahip çıkılması mücadelesidir. Bu apaçık bir şekilde bir diriliş savaşıdır..
Kürtçülüğün, gerici, ırkçı ve ilhakçı türkçülük ile bir ilgisi yoktur. Çünkü türkçülük, egemen bir devlete sahip olan Türkler'in egemenlik sınırlarını genişletme, başka milletleri asimile ve yok etme, pratikte başka kültürleri sahiplenme gibi gerici, haksız unsurlar açıkça sırıtır. Oysa kürtçülükte gasp edilene sahip çıkma vardır.
Buna rağmen Kürtler kuru bir kürtçülük kavramı ile yetinemezler. Her millet ancak ve ancak kendi özgür ortamında değerlerine sahip çıkabilir. Kürt Milleti eğer şimdiye kadar çalınan değerlerine gerçek anlamda sahip çıkmak istiyorsa, kürtçülüğü bağımsız bir Kürdistan konsepti ile birleşik olarak ele almalıdır. Bağımsız Kürdistan olmadan değerlere sahip çıkmak insaflı "efendi"ler gerektirir. İnsaflı bir Türk, Arap veya Fars yönetimine sığınarak kürtçülük yapmanın hayal olduğunu bile bile buna yatanlar, insaflı bir efendi arayışı içinde yalvarıp yakaranlar, bilmelidirler ki, egemenler hep egemen gibi davranacak, senin yakaran bakışlarına gülüp geçeceklerdir..
Bu çok önemlidir. Gördüğünüz gibi, Türk Askerbaşı ve ardından general bozuntuları son zamanlarda PKK'nin sonsuz tavizlerine rağmen nara üstüne nara atıyor, Kürtler'in gözünü korkutmak için psikolojik savaşın bütün inceliklerini kullanıyorlar. Kürdistan'da yaygınlaşan operasyonlar, bir yere kadar PKK'nin gölgeye gerilla yayması ile ilintili olabilir. Ama özünde Kürt Sorunu dedikleri bağımsız yaşama arzumuzu yok etme istekleridir onları saldırgan yapan.. Güney'in kazanımları onları, sözün tam anlamı ile çıldırmışsa, bunu çok iyi düşünmek, vahşi düşmana verilecek hiçbir tavizin karşılık bulamayacağını anlamak gerekir.
Kürt Ulusu'nun Ortadoğu'da yaşaması, tarih sahnesine gerçek anlamda çıkması için Kürt Bayrağı'nın da Ortadoğu'da mihnetsiz göndere çekilmesi ve bir daha indirilmemesi gerekir.

2005-05-21




Gorusunuz