AteÅŸ ve Newroz

Benim gündemim bugün daha net bir şekilde Newroz'dur. Kürtler'e kutlu olsun. Bugünkü yazımda çok konuşulan Ateş ve Newroz ilişkisini yazdığım Newroz adlı çalışmadan aktaracağım.. Faydalı olacağı inancıyla..
* * *
Newroz Efsanesi'nin Ateşle (Athar'la) çok sıkı bir ilişkisi vardır. Bu bakımdan Athar gibi Newroz'un en önemli figürünü atlamak, Newroz'u hiç anlamamak demektir. Ateş dinlerin önemli bir bölümünde kutsaldır. Hint-Avrupa kavimlerinin onun alevlerinin arasında bir tanrının varlığını his ettikleri kesin. Hint Rahipleri Brahmanlar o tanrıya 'Agni' diyorlardı, İran Aryanları ise (Avesta'ya inananlar) Athar diye adlandırırlar onu. Athar görünmeyen ateş olarak, fravaşileri oluşturur. Bu Ahura Mazda'nın görünmeyen ateşidir (fravaşi). Ahura Mazda dürüstlük'ün simgesi olduğuna göre bu şekliyle Athar, Aşa'dır (Dürüstlük). Çok karmaşık olan figürler arası ilişkiyi daha fazla deşmeden burada bırakalım..
Genç Avesta'da Mithra, ateşin efendisi haline getirildi. En büyük ateş olan güneşin kendi yörüngesinde dönüşü Mithra'nın gözetimindedir. Ateşe yüklenen anlam Aryani dinlerde biribirine uymaz. Zarathuştra Dini'nde ise bu anlam çok daha değişiktir. Ateş, Zarathuştra Dini'nin temel figürleri arasında en önde gelenidir desek yeridir. Kürdistan Newrozları'nda, dağlarda ateş yakılmasının acaba özel bir anlamı var mı? Bunu araştırmadan Newroz Efsanesi'ni yerine oturtmak mümkün değildir.
Evet, Kürtler'in ataları tarafından geliştirilen mitolojik Ateş kavramı, Zarathuştra'da ve sonraki karmaşık Zerdüşt Dini'nde çok önemli bir yer tutar. Ateş vicdandır, ateş zaferin müjdecisidir, ateş hayatın yakıtıdır, ateş kıbledir, ateş iyinin koruyucusudur, ateş bağımsızlıktır, evet yanlış anlamadınız, ateş bağımsızlıktır.. Bütün bunları Avesta'nın ruhunu incelediğimizde görürüz. Böylece ateşin Newroz'da bu kadar merkezi bir yer kaplamasını anlayabiliriz.
Avesta'da; Zarathuştra'nın oluşturduğu bölüm olan Gathalar'da, ayrıca Genç Avesta'da; Yasna XVII'de, Yaşt XIX'da, Siroza 9'da, Nyayiler'in V.'sinde, Bundahişn; Bölüm XVII'de ve Zat Sparam; VI. Bölüm'de, Ahura Mazda'nın oğlu Athar'dan (Ateş'ten) geniş ölçüde, Avesta'nın diğer bölümlerinde ise şuraya buraya serpiştirilmiş bir durumda bahsedilir. Bunlara baktığımızda beş çeşit ateşin varlığına inanıldığını görürüz.
Birinci tür ateş; Athar Berezi-savangha'dır. Bu ateş, Ahura Mazda 'hareketli hale' gelmeden önce dahi var olan Anarg-Roşni=sonsuz ışıktır. Ahura Mazda'nın oluştuğu görünmez ateştir bu. Tanrı'nın bilincini (Vohu Menah) açıklar. Her iyi varlık, özünü bu ateşten alır. Ateşten oluşan bu ruhsal ezeli özlere Fravaşi deniliyor. Bunlar kutsaldırlar ve her türlü kirlenmeden uzak bir saflıkta bulunurlar ve ölümsüzdürler. Fravaşiler, ruhsal kompozisyonları sebebiyle, Ahura Mazda'nın Görünmez Sonsuz Işığı'nı (Aşa'yı) aksettirirler (Mistry, Pervin, '20. Yasna; Aşem Vohu Framroat Ha'nın şerhi üzerine' adlı yazısından).
İkinci tür ateş; Athar Vohu-fryana'dır. Vohu; iyi, frya; rahmet anlamına gelir. Bu hayat ateşidir ve insanlarla hayvanların hayatlarına kaynaklık eden ateştir. Siestan'a inmiştir (Zamyad yaşt). Vicdan anlamına gelen hvareno ve bağımsızlık anlamına gelen hükümdarlık hvarenosu bu ateştendir.
Üçüncü tür ateş; Athar Urvazişta'dır. Bitkilerin hayat ateşidir. Bu ateş Horasan'a inmiştir (Raevant Dağı).
Dördüncü tür ateş; Athar Vazişta'dır. Bu ateş bulutlarda bulunan ve yağmur yağdıran ateştir. 'Suların Oğlu' da denilen Apam Napat söz konusu ateşi temsil eden mitolojik figürdür (yazata). Apam Napat, bulutların içindeki şimşektir ve bulutları yağmur yağdırmak üzere döllediğine inanılır.
Beşinci ve konumuz bakımından en önemli ateş türü, Athar Spenta'dır. Nairya-Sangha da denilen bu ateş, Zafer Ateşi'dir ve mitolojiye göre Athar/Athur-patakan'da, Asnavant Dağı'na inmiştir. Atharpatakan, şimdiki Azerbaycan'dır, yani Medya'dadır (tarihi Kürdistan). Athar=Kürtçe (sırasıyla Zazaki ve Kurmanci) Adır, Agır=Od anlamına gelir (kısaca ateş). patakan; döl, soy (Kürtçe'nin Zazakisi'ndeki putek). Bundan hareketle araştırmacılar bu ismin 'Ateş'in tohumu' (Adarbîgân'a izafeten), 'Ateş'in indiği yer', 'Ateş soyu'ndan gelenler' anlamlarını çıkarırlar. Her halukarda ateş ile Kürtler'in atalarının zafer tutkusu açık bir şekilde ilişkilendirilir. Bu ateşin Zafer=varhram ateşi ve aynı zamanda Kava ateşi olması, bizi ister istemez efsanede, Aji Dahaka'ya karşı burada (Adarbigan'da) kazanılan zaferin ateş yakılarak dağdan dağa haber verilmesini hatırlatır. Bu ateşin, Key Husrev'in Turanilere karşı zaferini kazanmasına yardım ettiği de aynı dini kaynaklarda anlatılır (sirozalar; 9, dipnot, 7; SBE cilt V'te).
Ateş'in, Ahura Mazda'nın oğlu Athar'ın, kralların farr'ı (hvarenosu) uğruna, daha açıkçası Aryanlar'ın egemenliği uğruna Aji Dahak ile savaşması, bu zafer olayını daha da somutlaştırır. Yima'dan uzaklaşan hvareno uğruna verilen savaş Avesta'da şöyle anlatılır:
Hvareno üç kez Yima'dan uzaklaşır. Bu hikaye üçüncü kez, yine bir kuzgun şekline bürünerek ayrılması ile ilgilidir. Bunu Aji Dahaka kapmaya çalışmaktadır. O kaparsa, Aryanlar'ın varlık sebebi bile ortadan kalkacaktır. Şimdi XIX. yaşta göre bu kavgayı izleyelim.
(47). …Bunun üzerine Athar, Ahura Mazda'nın oğlu 'ben hvarenoyu kapmalıyım, onu, zorla alınamayacak olan hvarenoyu kapmalıyım' diye içinden geçirerek ilerledi.
Fakat şu üç ağızlı, Aji Dahaka, şu Kötü'nün kanunun takipçisi arkadan onun (Athar'ın) üstüne, onu söndürmek düşüncesiyle atıldı:
(48). (Aji Dahak): 'Onu (hvarenoyu) bana ver, Ey Athar, Ahura Mazda'nın oğlu. Eğer Sen, o zorla alınamayacak olanı kaparsan, senin üzerine; bir daha Ahura'nın yarattığı şu dünyanın yüzünde bir daha parlayamayacağın bir hale (getirecek) şekilde üstüne atlayacağım ve böylelikle sen, bir daha iyi kurallar dünyasını savunamayacak (duruma geleceksin).
…Ve Athar ellerini, canını koruma güdüsü üstün geldiğinden geri çekti. Aji onu bu kadar korkutmuştu.
(49). Daha sonra Aji, üç ağızlı, şu kötü kuralın (adamı) kalbinden şunları geçirerek ileri atıldı: 'Ben, zorla alınamayacak olan hvarenoyu almak istiyorum.'
Fakat Athar, Ahura Mazda'nın oğlu, onun ardından, şu sözleri sarfederek ilerledi: ilerledi:
(50). 'Sen üç ağızlı Aji Dahaka, onu bana ver. Eğer sen, zorla alınamayacak olan hvarenoyu almışsan, senin arka tarafından (kıçından) girecek, alevleyerek ağzından çenenden çıkacağım, böylece sen bir daha Mazda tarafından yaratılan yeryüzüne saldıramayacak, iyi kurallar dünyasını tahrip edemeyeceksin.'
Böylece Aji ellerini (hvarenodan), canını koruma güdüsüyle geri çekti. Athar onu bu kadar korkutmuştu.
.....
Avesta'daki bu anlatım da Athar'la Atharpatakan Halkı arasındaki ilişkiyi, athar'ın vatanı olarak Atharpatakan'ı düşündüğümüzde (seed of the fire), biraz daha net ortaya koyar. Zaten Zerdüştiler'in hac mevsiminde ziyaret ettikleri en büyük Ateş Mabedleri de Atharpatakan'da bulunuyordu. Bunların en ünlüleri (Pehlevice) Adur i Guşnasp veya eski adıyla Athar Verêşnaspa'dır (Aygır Sahib(liğ)i ateşi). Bu ateşe adanan mabed, Medya'da bulunan Asnavand Dağı'nda inşa edilmiştir. Bundahişn'a göre (Bund.; XVII. 7) Key Xusrev (Kava Xusrava), Atharbadagan'daki işgalci putperestlere karşı zafer kazanarak, onların putlarına adadıkları mabedleri yerle bir etmiş ve herhalde bu savaşta kaybettiği atının ruhuna adadığı bir ateş mabedi kurmuştur. Zafer Ateşi'nin, Asnavant Dağı'nın tepesinde ilk kez ne zaman yakıldığı bilinmiyor. Yukarıdaki anlatımın mitolojik olduğunu da unutmayalım.
Fakat mitolojide, bu Zafer Ateşi ile tanrısal varlık Varathraghna arasında sıkı bir bağ bulunur. Varathraghna, adı; muhaliflerini, rakiplerini ezen, zafer kazanmış anlamına gelen tanrısal bir varlıktır. Ayrıca eski bir Aryan tanrısıdır. Bu mitolojik figürün yukarıda zikrettiğimiz sıfat çeçevesinde ateşle ilişkilendirilmesi, zafer ateşine adanan mabedin bölgesinde ulaşılabilir yüksek bir dağa inşa edilmesi, çok önemli anlamlar içerir. Varathraghna, görünür ateşi yere indirmiş, kalp ateşini ise insanların kalbine yerleştirmiş olan mitolojik figürdür. Yukarıdaki birinci yan cümleciği yorumlamaya kalkarsak, zamanın birinde Medyalılar'ın kazandığı bir zaferin, oradaki en yüksek dağda ateş yakılarak ilan edildiği sonucunu çıkarmak gerekir. Bunun Newroz Menkibesi ile ilişkisi -neredeyse- kuşku götürmez bir şekilde açıktır. Bazı okuyucular bu tür zafer ilanlarının her yerde görülebileceğini düşünebilirler. Fakat yanılmayalım ve olayı bir bütünlük içerisinde ele alalım. Ateş, Threataona, Aji Dahaka, Kawa gibi kavramları bir arada düşünerek menkibeyi doğru algılarsak her şey daha kolay yerine oturur.
Zerdüştiler'in en önemli ateş mabedi olan Athar Varêşnaspa'ya, daha önce de belirttiğimiz gibi, her yıl hac ziyaretleri düzenlenirdi. Daha düşük mertebedeki ateş mabedleri bilhassa Atharpatakan'da çok bol miktarda bulunurdu. Bu mabedler hem günlük ibadetler, hem kurban törenleri hem de gahambar kutlamaları için kullanılırdi. Müslüman istilasından 400 yıl sonra bile bu bölgede 400 ateş mabedinin varlığını müslüman kaynaklarından öğreniyoruz (Baldhuri).
Ateş, Zerdüştilik'te kıble olarak da kabul edilir(di). Bu, Müslümanlar'ın 'Allah'ın Evi' olarak kabul ettikleri Kabe'ye dönerek ibadet etmelerini andırır.
Ateş, insanların vücuduna vicdan olarak yerleşmiştir. Onu insanların kalbine Varathraghna yerleştirmiştir. Günümüzün tıp dünyası, kalbin dört odacığından birine 'Atrium' adını veriyor. Athrium, Latince'de; ateş yakılan oda anlamına gelir. Demek ki kalbin, insan vücudunda vicdan ateşinin yakıldığı yer olduğu Latinler'de de kabul ediliyordu veya bu isimlendirmeden bunu çıkarabiliriz. Bu konuda esaslı bir araştırmamız olmadığı için şöyle bir değinerek geçelim. Kalp ateşi insanı kötülüklerden, daha doğrusu kötülük yapmaktan koruyan ateştir. Vicdandır o. İnsan bir kötülük yapmaya kalktığında bu ateş devreye girerek insanı uyarır.

2005-03-20




Gorusunuz