Newroz'a DoÄŸru, Newroz'un kozmogonisi

Bugün biraz bilime meraklı forum okuyucularına hitap etmek istiyorum. Burada Newroz'un kozmogonideki yerini tartışacağım. Umarım faydalanırsınız.
* * *
Newroz festivali ile iliştirilen kozmogonik olgular Spenta Armaiti ayının 26'sından itibaren başlayan büyük kutlamalar zinciri ile işlemeye başlar ve 5 Gatha günlerini de kapsayarak sürer. Bu bir gahambardır. Diğerlerinin iki misli uzundur. Tam on gün sürer. Bu uzun Gahambar'ın adı; Hamaspathmaedem'dir (ismin anlamı belirsizliğini koruyor). Tanrı Ahura Mazda'nın kendisine ve Tanrı'nın kendisinin de oluştuğu öz olan Spenta Mainyu'ya adanmıştır (Boyce, 1979, 1984). Med Mitolojisi'nin dayandığı ve Avesta'da şekillenen inanca göre bu gahambar boyunca; her varlığın ruhunun numunesi olarak tarif edebileceğimiz Fravaşiler dünyaya doluşur ve ardından Gatik günler boyunca fravaşilerin dünyaya yayılmaya devam etmesi ile insanın yaratılışı sürer. Bilindiği gibi Gatik günler, Gathlar'a adanmış günlerdir. Spenta Armaiti Ayı'nın son beş günü ile Gatha günlerinin tümü, yani on gün, bu son festivalin günleri oluyor. Gathalar, Avesta'da, Zarathuştra'ya Ahura Mazda tarafından vahy edildiği farz edilen, bilimsel saptamalara bakılırsa peygamberin kendi eseri olan bölümlerdir. En son gün yılın bitimidir. İşte bu bitiş noktası Newroz'dur. Newroz'un kozmogoni açısından yaşattığı gelişmeler şunlardır:
Birincisi; Takvimin kutsal Gatha Günleri boyunca en üstün varlık olarak kabul edilen insan yaratılır. İnsanın yaradılışı bu günlerin sonuncusunda, yani Newroz günü tamamlanır (Modi, 1922). Hamapathmaêdêm denilen bu kutlama günlerinin sonuncu sadece bu sebeple de olsa kozmogoni açısından çok önemlidir. Buna yukarıda da işaret etmiştik. Burada şunu açıkça bileceğiz ki, ateş ve fravaşinin insanların ruhu ile ayrılmaz bağları vardır. Bundan dolayı Newroz Gecesi'ne (20/21 Mart gecesi) bu iki mitolojik figürün de yaratılmasının rastlatılmış olması mantıkidir. Konuya değinen araştırmacılar insanların önce ruhlarının, yaratıldığında hemfikirdirler. Zaten bunu Bundahişn'den açıkça okuyabiliriz:
(Bund; XIV, 4): 'Şöyle söylendi: 'hangisi önce yaratıldı; ruh mu, vücut mu? …Ve Ahura Mazda söyledi ki yaratılan için ruh önce, vücut sonra geldi (yaratıldı), o (ruh) eylem gerçekleştirsin diye vücudun içine yerleştirildi, (yani) vücut sadece eylem için yaratıldı'.'
Çok karmaşık bir süreci izleyerek ve muhtelif bölgeler halinde oluşmuş olan ruhun en belirgin parçası olan fravaşi söz konusu gahambar boyunca yaratılır (insan ruhunun bölümleri; urvan=insan tenini şekillendiren bilgileri içeren ruhsal bölümdür ki modern tıptaki genetikle karşılaştırılabilir, deana=vicdan, jan=vatu adlı nefes, cinsel arzu ve meni üçlüsünden oluşan ruhun çoğalma içgüdüsü ile ilgili bölümü, baodho=algı ve faravaşi=cedlerin ezelden varolan ruhu). O gece tamamlanmış olan ruh, vücut ile birleşir. Bu inanç, kuzen halkın dini, Hinduizm'de Yima'nın yaratılan ilk insan olması ve Newroz'un ona adanması ile de sabittir.
İkincisi; Kutsal Ateş bu gece yaratılmıştır. Bu ateş çok çeşitli fonksiyonlar icra etmek üzere yaratılmıştı. Bu fonksiyonlardan ilki; Vohu Manah'ın, kendi 'İyi işlemi' ile yarattığı bir ateşin, 'dünya ışığı'nın, aydınlatma görevini yerine getirmesidir. Zafer ateşi veya diğer adıyla Kava Ateşi ise insanların sahip olduğu; 'kötü'ye karşı mücadele ve zafer' azmini ifade edecekti. Bu ateş de aynı günün gecesi (veya 20/21 Mart gecesi) dünyaya inmiş veya daha önce bahsettiğimiz Varathraghna tarafından indirilmiştir. Deana ateşi ise insanların vicdanı olacaktı. Ayrıca hayvanların vücudunun yakıtı da ateş olacaktı. Bunlar gibi, daha önce saydığımız beş ateş türünün dördü bugün yaratılmıştır. Birincisi ise yani 'Anarg roaca= sonsuz ışık' ise inanca göre zaten ezelden beri vardı. Demek ki dürüst insanların (Aşavanlar'ın) vicdanı ve mücadele ile zafere kilitlenmiş olan ruhundaki ateş bugün yaratılmış veya yer yüzüne inmiştir (ayrıca bakın yukarıda, Athar Bölümü).
Üçüncüsü; bu gece insanların ölmüş cedleri evlat ve torunlarını ziyaret etmek için torunlarının evlerine geri dönerler. Ölen cedlerin soylarından gelenleri tekrar ziyaret etmeleri eski bir Aryan inancıdır. Bu inanca göre evinden ölü çıkan Aryan aileleri, o ölünün cennete gitmesi için belli bir süre sırf onun için kurban keserlerdi. Fakat ölülerinin artık güvencede olduğunu kabul ettikten sonra bu kez aile geçmişlerindeki tüm ölüler için bir tek kurbanı. o da Newroz'da olmak üzere keserlerdi. İnanıldığına göre yılın son gecesi gün batımında ölüler, soylarından gelenleri ziyarete gelir, ertesi sabah gün batımından önce evi terkederler (Boyce, 1979). Ölülerin şerefine o gün evin ateşi daha bir gür yakılırdı. Bu inancın izleri, Alevi Kürtleri'nde de görülür. Dersim'in bazı yörelerinde, Newroz gecesi adeta bir ocak ateşi yarışına girişirler. 'Kimin ateşi bacadan görülecek', 'hangi evin ateşi daha gür çıkacak', 'hangisinin alevleri daha yükseklere tırmanacak' diye ha bire harlarlar ocağı (Çem, 1995).
Dördüncüsü; bu gece aydınlık karanlığı yener, yani günün uzunluğu geceyi geçer. Bahar kavuşumu da denilen bu gün hemen hemen tüm insanlığın vaktin birinde kutladığı bir gündür. Fakat Zerdüştiler'in bu aydınlığa yükledikleri anlam değişiktir. Burada söz konusu olan karanlık, Aji Dahaka'nın Aryan Yurdu'na kral olmasından sonra başlayan karanlıktır. Bilindiği gibi Yima, saldığı ışığı ile yeryüzünü aydınlatıyordu. Fakat iç ihanet ile birleşen yabancı, Babilli Dahaka onun aydınlığını yok etti. İşte o gece kazanılan zafer ile yabancının Threataona tarafından yenilmesi, aydınlığı geri getirmişti.. Burada kastedilen aydınlık, bir yönüyle o aydınlıktır.
Beşincisi; aynı gece (20 Mart'ı-21 Mart'a bağlayan gecelerden birinde), Zarathuştra tüm sorularına cevap bulmuş olarak Sabalan Dağı'ndan inmiş ve peygamberliğe giden yolda en önemli adımını atmıştı. Bunu Zat Spram'ın sécme eserlerinde şöyle izleyebiliriz (Zat Sparam; Chapter XXI, 1): 'Zuhur etmesinin otuzuncu yılını geçtiğinde, Spendarmat (Spenta Artmaiti) Ayının, Aneran günü; o Gasnoi vahar'ın kutlanmakta olduğu yere doğru yürüyüşe geçti, yeni yıl gününden 45 gün sonra (oraya vardı).'
Burada bahsedilen Spenta Armaiti Ayı, Med takvimi'nin son ayıdır. Aneran günü ise son günü.. Yani tam da Newroz ateşinin yakılacağı gece. Bu inanç bir çok bakımdan Newroz'u Zarathuştra düşüncesi takipçileri açısından daha da önemli kılar. Böylece Newroz, Zerdüşti geleneğine yedinci gahambar olarak geçer. Bağımsızlaşır.
Zoroastrian Studies; K.R. Cama Oriental Institute Bldg.nin başlıklı bir yayında; Zarathuştra'nın bugün ilk vahiyi aldığı ve bu festivalin bundan dolayı doğrudan doğruya Zarathuştra ile başladığı kaydı düşülmüştür. Bu açıdan olaya bakanlar için bu kayıt ilginçtir.
Altıncısı, ki bunu öncelikle çok net bir şekilde Mary Boyce'de yakaladım; Newroz günü, kıyametin koptuğu gün olacaktır veya dünyanın Kötü'den kurtulduğu gün. yani bu gün, dürüstlüğün nihai zaferini kazandığı gün olacaktır. Kötü, Angra Mainyu (Ahriman) ebediyen yok olacak, dünyanın rehabilite olduğu yeni gün başlayacaktır.. Aynı konuda görüş bildiren Zoroastrian Studies adlı incelemenin yazarı, Newroz'un, aydınlığı temsil eden güçlerin, karanlığın güçlerini sembolik olarak alt ettikleri (edecekleri) bir gündür (gün olacaktır) der. Aynı yazar ölümden sonraki dirilişin bugün gerçekleşeceğini kaydeder. Bu da Kürtler'in Newroz Menkibesi'ne çok uygun düşer. Kötü'ye, Kötü Dahak'a ve sonraki Dahaklar'a, karşı nihai zafer kazanılmış, dünya 'rehabilite' edilmiştir. Artık ebedi hayatın başlama günü olacaktır o. Zerdüştilik'te, her şey başladığı noktada biter. Hayat Newroz'da başladığına göre orada yeni bir form, ebedi hayat formunu almak üzere orada bitecektir. Bu sonsuz ışıktan oluşup, sonsuz ışığa, Tanrı Ahura Mazda'ya dönmek, tanrı ile yeniden birleşmekle aynı şeydir. Xallac-ı Mansur'un 'en el haqq' dediği gibi..
Yedincisi, 20/21 Mart gecesi, Angra Mainyu'nun, Ahura Mazda tarafından Kötü'ye karşı mücadele amacıyla yaratılan tüm iyi varlıklara saldırdığı gecedir. Mitolojiye göre, Ahura Mazda, kendisinin de mekanı olan 'Sonsuz Işık'tan oluşan İyi'nin mekanını, Angra Mainyu'nun bir gün fark edeceğini, buraya saldırıp kendi kötülüklerini onlara taşıyacağını biliyordu. Bunu engellemesi gerekiyordu. İşte yaradılış bu amaçla başlatıldı. Mitolojiye göre yaratılan her şey aslında İyiler'den oluşuyordu. Bu yaratıklar Kötü'ye, Angra Mainyu'ya karşı mücadele amacıyla yaratılmışlardı. Yaradılış tamamlandığı anda Angra Mainyu bunu fark etti. Saldıracaktı. Ahura Mazda zaten bunu bekliyordu. Buna göre Kötü yaratılan Evren'e saldıracak, onun içine girecekti. O Evren'in içine girdikten sonra Evren bir kemer gibi onun üstüne kapanacak, içeride hapsedecekti. Böylece sınırlı bir mekanda, Sonsuz Işık'tan oluşan tanrının mekanının dışında İyi ile Kötü'nün kıran kırana mücadelesi başlayacaktı. İnsan bu mücadelede merkezi yer kaplamalıydı.
Bundahişn, Kötü'nün bu saldırısını şöyle anlatıyor (III-11): 'O (Angra Mainyu) gökyüzünün üçte-biri içine doğru ilerledi ve gökyüzünden yere doğru bir yılan gibi (sürünerek) koştu. (III-12): Farvardin ayının Ahura Mazda günü (21 Mart Günü) akşama doğru saldırdı, o anda gökyüzü; bir koyunun bir kurt tarafından (dehşete düşürülmesi) gibi dengesini kaybetti, dehşet içinde bırakıldı.'
Aynı saldırıyı Zat Sparam'ın 'Seçme Eserleri'nde de okuyabiliriz. (Zat Sparam; chapter, 2.1): 'Ahriman'ın yaratılanlara saldırısı hakkında şu açıklamada bulundu: Farvardin Ayı'nın Ohrmazd Günü (Ahura Mazda Günü, yani birinci gün, newroz günü), akşam vakti gökyüzünün sınırlarına dayandı..' Daha sonra bu kitapta da -daha geniş olmak üzere saldırı tasvir edilir.
Bundahişn'a göre, Angra Mainyu daha sonra sırasıyla bütün elementleri; havayı suyu, yeri ve ateşi saldırı hedefi olarak seçti. Bu elementlerden sonra bitkileri, ilk sığırı ve Gayo Maratan'ı (ilkel insan numunesini) saldırı hedefi olarak seçti. Pehlevilerin Gumecişn dedikleri her şeyin bir karışım haline geldiği safha böylece başlamıştı. Gündüzün ortası, gecenin ortası gibi karanlık hale gelmişti.. Dha sonra Newroz'u kutlayan insanlar o gece ateş yakmakla bu saldırıya karşı O'nu direniş sembolu olarak seçmeleri, Kötüye karşı topyekun mücadelenin bu gece başladığını farz etmeleri söz konusu.. Yani neresinden bakarsanız sıkı bir mücadele!
Birinci, altıncı ve yedinci kutlama sebeplerini bir arada incelediğimizde, Newroz'un dünyevi hayat için bir başlama ve bitiş noktası olduğunu görürüz. Ebedi hayat için ise Newroz mutlak başlangıç günüdür. Ayrıca iki son kutlama sebebine bakarsak, Kötü'nün dünyadaki hakimiyeti Newroz günü başlıyor, sonu da aynı güne rastlatılıyor. Fakat arada geçen süre kıyasıya bir mücadelenin geçtiği bir süredir. Kötü ile sürdürülen bu mücadele boyunca insan asla uzlaşmacı bir yol izleyemez. Böylesi bir yola sapan kişi öldüğünde bunun cezasını cehennemde (Kötü'nün Evi'nde) çekecektir. Ayrıca Newroz, insanın ebedi hayattan, yani Tanrısal Sonsuz Işık'tan dünyevi hayata geçildiği ve dünyevi hayattan ebedi Sonsuz Işığa tekrar dönüşuldüğü gündür. Kısacası; Tanrıdan gelinip tanrıya dönülen noktadır Newroz. En el Haqq günü..
Baladhuri'ye (M.S 851) göre, İslam istilası sırasında Araplara yenilen Azerbaycanlı Kürtler, bu bayramı kutlama özgürlüğünü korumak için onlara haraç vermişlerdir. Avesta'yı esas alırsak (ki bunun yazarları Med rahipleri olan Magular'dır) gerçek çizgileri itibariyle bu bayram sadece Medler'e ve onların takipçisi olan Kürtler'e hastır (Ama başka anlamlar yükleyerekten de olsa bu bayram Farslar tarafından da kutlanır).

2005-03-17




Gorusunuz