KarmaÅŸa

Kongra-Gel, İmralı'dan verilen sinyallerin eşliğinde Kürdistan'da öylesine bir dedikodu ortamı yaratmış bulunuyor ki, iki kişi oturup kolayca politika konuşamaz duruma gelinmiştir. Herkes kendisini zincirle bağlanmış gibi hissediyor. Türk Devleti'nin psikolojik savaş eşliğinde yaratamadığı kaosu, yılgınlığı ve umutsuzluğu Kongra-Gel iki yıldan daha kısa bir süre içerisinde yarattı, insanların moralını alt üst etti.. Hem de uluslararası durumun tüm Kürdistan için bu kadar müsait olduğu bir zaman kesitinde. Hep tekçilik, hep tek tipçilik uğruna. Ülkeden alabildiğine fazla haber geliyor. Bunların hepsini elbette veremiyoruz. Ama dersler çıkarıyor, yolumuzu çiziyoruz. Şimdi Avrupa'da utanç verici eylemlere başlamış, "ihaneti kınama yürüyüşü" düzenleyecek bir seviyesizliğe düşmüşlerdir. İhanet! Kara yüzlü ihanet! Bu sözcük Kongra-Gel darbecileri ve İmralı'nın dilinde artık inandırıcılığını yitirmiş, akla kara biribirine karıştırılmış durumda..
Ülkede, gerillada estirilen terör çok daha geniş bir boyutta olup, hiç kimsenin hayatından emin olmadığı bir düzeye tırmandırılmıştır. Kaos! Daha geçen gün 25 gerilla sırf yönetim gibi düşünmediği için tutuklandı. Hayatlarından elbette endişe duyuyoruz ve duyarlı Kürt Kamuoyunu uyanık olmaya davet ediyoruz. Kuzey'deki terör ise daha iğrenç. Müthiş bir dedikodu furyasıdır almış gidiyor. Herkes biribirinden kuşkulu. Derin bir kaos ortamı yaratılmış, tüm yeni parti kurma girişimleri, ağır çamur atmalar yüzünden askıya alınmıştır. İmralı'nın küfür etmediği, aşağılamadığı hiçbir siyaset adamı kalmadığı için, eskiden ve hatta şimdi onun yanında duruş sergileyenler bile yılgınlık içerisindeler. Kurulacak her partiyi A dan Z ye kadar kontrolu altına alma arzusu artık kuklaların kalmadığı bir ortama takılmış durumda. Hemen hiç kimse tayin edilmiş ve ardından küfürle alaşağı edilecek olan bir "parti başkanı" durumuna düşmek istemez. Bundan dolayı çoğu politikacı bu işten uzak durmaktadır. İmralı'ya bu durum nakledildiğinde, "yapacaklarsa yapsınlar, yoksa görevi gençlere vereceğim" yollu tehditler savurmakta durumu daha da ağırlaştırmaktadır.
İşte tam bu sırada PWD girişimi devreye girmiş bulunuyor. Daha henüz eski havayı üstlerinden atamamalarına rağmen, ideolojik netlik ve politik yürüyüş tarzı açısından epey mesafe katetmiş bulunuyorlar. Bu yeni girişimin başarı kazanması doğrudan doğruya Kürt Yurtseverleri'nin onlar gibi düşünen kesiminin kararlılığına bağlıdır. Hiç bir tehdide, karalamaya, engele aldırmadan süratle örgütlenmeleri, TV denilen yalan makinasının aleyhlerine işletiliyor olmasına rağmen, onlara başarının yolunu açacaktır. Arkalarında olumlusu ve olunmsuzu ile yılların tecrubesi bulunan bu insanlarımızın büyük bir Kürt Kavgasında pişerek ilerlediklerini, bugün çağı yakalamak, ortamın sunduğu olanaklardan Kürdistan lehine faydalanmak için irade beyan ettiklerini yakından biliyoruz.
Diğer grup ve partilerin de PWD insiyatifinin sunduğu ortamı da dikkate alarak toparlanmaya önem vermeleri gerekir. Kürdistani çizgide toparlanacak her yoğunluk sürecin doğru değerlendirilmesi açısından olanaklar sunacaktır. Ama şu anda Kongra-Gel tarafından hedefe oturtulan PWD insiyatifinin yürüyüş tarzı tüm Kürdistan'da dikkatle takip edilmektedir. Doğulu, Güneyli siyasi partilerin bu süreci olumluladıklarını biliyoruz. Kongra-Gel çevrelerinin telaşı, kendilerinin yıllardır yakalamak istedikleri ulusal kabule PWD insiyatifinin daha henüz resmiyet kazanmadan yaklaşmış olmalarıdır. Bundan dolayı ölüm emirleri çıkıyor, dağılmamak için en sert tedbirlere başvuruyorlar. Ama korkunun ecele faydası yoktur. Dağılacaklardır.
Ama ben kişi olarak bir dağılmayı değil; toplu, köklü bir değişim ve dönüşümü arzularım. Kongra-Gel'in Cemil Bayık, Mustafa Karasu ve Duran Kalkan başta olmak üzere saptırıcı tüm yöneticilerden kurtulması, kıblesini Ankara'dan Kürdistan'a samimi bir şekilde çevirmesi, Kürdistan'ın diğer bölgelerindeki halkın ve önde yürüyen partilerin iradelerine saygı göstermesi, şiddetten vazgeçmesi, sarıldığı tutucu sosyalist eğilimi bir tarafa bırakması birliği kolaylaştıracak, sorunların halline yol açacaktır. Ama ben böyle bir irade göremediğim gibi tam tersine durumun kemikleşmesi için büyük bir çaba harcandığını izliyorum. Bu durum maalesef yumuşak dil kullanarak ortamı yumuşatma gibi akıl yolunun emrettiği bir yönelimi aşmış durumda. Ortada iki ayrı dünya var. Biri kaderini tümüyle Türk Devleti'ne bağlamış, diğeri ise Kürdistani olma çabasında.
Avrupa'da ülkede bulunan halkımız korkmadan tavır almalıdır. Durumu kurtaracak olan halkımızın tavrı olacaktır. Halkımız süratle örgütlenirse tüm engelleri aşarak kürdistaniliğin yeniden egemen kılınmasını sağlayacak, parçalanmayı önleyecektir. Artık gerillanın kanı üstüne politika yapma devrini kapatacak olan halkımızın kendisi olacaktır. Bir kişiyi kurtarmak için binlerce fidan boş yere toprağa gömülmemeli, demokratik dünya ile köprüleri sağlam tutarak politika üretilmelidir.
Son zamanlarda Türk Özel Harp Dairesi çevrelerinin Welatparez'i hedef alması, bu forumu hazırlayanları ve bu forumda, forumun ruhuna uygun yazılar yazanları tehdit dahil her türlü metodla, sözüm ona, sindirmeye çalışması istenen Kürdistani politikanın üretilmekte olduğu gösterir. Ama alınacak yol biraz uzundur. Yolun kısalması aydınların tartışmaya katılmaları ile sağlanacaktır. Tartışmaların verimli geçmesi için can alıcı noktalar üzerinde yoğunlaşılması gerekir. Her önüne gelenin savcı edasıyla biribirinden özeleştiri istediği bir ortam yaratılmamalı, bu ortamı yaratmak isteyenler bir daha düşünmelidirler. Eğer yaşanan karmaşanın üstüne verimsiz tartışmalar da binerse durum içinden çıkılmaz bir hale gelir. Bu ise düşmanın ve statüjkocuların işine gelir..

2004-09-05




Gorusunuz