Kürt'ü Kürt Yapan İmralı'daki Zat mı?
I-Tehditle susturma operasyonu
İmralı'ya gözü kapalı olarak bağlı olan PKK'liler alem insanlar.. Onların ne tarih anlayışları, ne demokrasi anlayışları, ne literatürleri, ne ihanet anlayışları, ne şeref, namus, haysiyet anlayışları ne aile anlayışları diğer insanlarla uyuşmaz. İmralı'nın iki dudağının arasından çıkan her sözün bir hikmeti vardır onlar için. İmralı, sık sık "erkeği öldürdüm" der. Ama öyle görünüyor ki o, sadece kendisine bağlı erkeği değil, onları insan yapan herşeyi; onuru, haysiyeti, algılama kaabiliyetini, zekayı, yaratıcılığı, sevgiyi, saygıyı, tarih anlayışını... velhasıl herşeyi öldürmüş bulunuyor. Her dediği kanundur onun. Ne söylerse gerçektir.
İşte bunlardan biri de "Kürtlüğü yoktan var etme" gibi büyük ve onun boyutlarını aşan bir sahiplenmedir. Bunun evveli de olduğunu iddia edenleri ise "yüzlerine tükürecek hale getirme" gibi bir "strateji" işlenecek. Önce avukatlarla en son yaptığı konu ile ilgili dialogu verelim:
Avukat. "Önemli gördüğümüz bir noktayı açmak istiyoruz. Bazı çevreler Güneyde Kürtlerin ilk defa bir statü kazandığını, ancak sizin Talabani çizgisine karsı geliştirdiğiniz eleştirilerin sizin Kürtlükten uzaklaştığınızı gösterdiğini belirtiyorlar)"
İmralı: "Bunu Beşikçi mi söylüyor?"
Avukat: "(Hayır, Beşikçi değil. Daha çok Avrupa'da yerleşik bazı Kürt çevreleri bunu yapıyor. Doğrusu halk üzerinde belli bir etki yarattıklarını da söylemek gerekiyor. Dışarıdaki tabloyu tam verebilmek için bunu aktarmak istedik)"
İmralı: "Çarpıtmasınlar. Bu topraklarda Kürtlüğü biz yoktan var ettik. Daha çok o kaçkınlar bunu çarpıtıyorlar herhalde. Kırk yıldır Avrupa'dalar. Basit iğrenç güdüleri için oradalar. Avrupa'daki halkımıza söylüyorum: Bunlara kanmasınlar, bu aşağılıkların yüzüne tükürsünler. Bunları teshir ve tecrit etsinler. Sizler de televizyona çıkın, yazın, anlatın. Makalelerde isleyin…."
Şimdi bu dialogun ışığında iki, ayrı konuyu işleyeceğiz. Birincisi İmralı tarafından imzalanan bizim "idam kararımız", ikincisi "Kürtler'i yoktan var etme" iddiası..
Avukatlar, bazı çevrelerin "Güney'de Kürtler'in ilk defa bir statü kazandığını ve ancak" İmralı'nın "Talabani çizgisine karşı geliştirdiği eleştirilerle kürtlükten uzaklaştığını" iddia ediyorlar demişler. Burada tabii ki beni tarif ediyorlar. Çünkü benim dışımda hemen her Kürt Ulusçusu, İmralı'nın 1999'dan beri Kürtlük'ten uzaklaştığını söylüyorlar.. Yine avukatlar'ın aktardığı kadarıyla halk üzerinde belli bir etki de yaratmışız.
İmralı bunu duyar duymaz, kendi uslubu içinde saldırı emri veriyor.. "basit, iğrenç güdüler" için Avrupa'daymışız.. Halk bize kanmasınmış.. Bizim gibi aşağılıkların yüzüne tükürsünlermiş. TV'de, gazetede bu adamların iç yüzlerini açıklasınlar(mış).. vs…
Bu görüşme notları yayınlandıktan sonra, welatparez forumuna günde yüzü aşkın küfürlü mesaj yağmaya başladı. Bana da tehdit dolu ciddi mailler geliyor.
Şimdi açıkça kaydedeyim: Ben korkaklığın onuru ne kadar zedelediğini biliyorum. Bunun için korkuyu yenmek için her gün kendimle mücadele ettim. Elbette "korkusuzluk" insani değildir. Her insan korkar. Önemli olan bunu onurun söz konusu olduğu noktada yenmektir. İşte ben, bütün o (çok affedersiniz) havlayanlara sesleniyorum: KÜRT MESELESİNİ KÜRTÇE DÜŞÜNEN HERKESİN YANINDA OLACAĞIM. KÜRT MESELESİNİ TÜRKÇE DÜŞÜNENLERİ İSE, ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN TEŞHİR EDECEĞİM. Bunu bilin ve elinizden geleni ardına koymayın. İnsan bir kere ölür, ama bazan anıt olur, bazan da pespaye bir leş.. Ben lider geçinen bazı Zat'ları bekleyen akibeti yaşamamak için hep doğrunun yanında olacağımı geri dönüşsüz bir şekilde ilan ediyorum.. Buyurun… Sizi bekliyorum. Kalleşçe geleceğiniz bellidir. Boyun eğmek yok.. Benden kurtulmak istiyorsanız, Kürt olun, Kürt kalın.
2004-08-23
Gorusunuz