AteÅŸ devam ediyor

Başta HALEPÇE ŞEHİTLERİ olmak üzere şehit ayının bütün vatanlaşan insanları önünde saygıyla eğilirim.
Qamişlo'da yakılan ateş hala devam ediyor. Yetim-i Esad'ın gizli polisi ve ordusunun bizzat müdahale edip yürüttüğü bu "te'dip ve tenkil" harekatı yer yer kontroldan çıkmak üzere. Polis adı verilen caniler, bazı yörelerde 15 yaşından yukarı bütün Kürtler'i tutukluyor, talancılara silah dağıtıyor. En son Afrîn'de Helepça Şehit Katliamı kurbanlarını anmak için toplanan kitlenin üzerine açılan ateş sonucu 9 şehit daha verildi. Halepte yeni şehitlerimiz var. Bu arada "Arap Devletleri" denilen şebekenin en zengini Saudi Krallığı "Hükümeti" ise Kürtler'i, "huzursuzluk yarattıkları" için kınayıverdi! Kısa sürede şebekenin diğer üyeleri Yetim-i Esad'a arka çıkmak için Şam'a doluşacaklar. Aynı anda Yetim-i Esad Ordusu yeterinden fazla gücü Kürdistan'a sevk etmiş, gereğinde katliamın devamı için işaret vermiştir. İran hiç ara vermeden Doğu Kürtleri'ne diş gıcırdatıyor. Türk Derin Devleti ise fişleme olayını pervasızca kabullenmek suretiyle sivil iktidar ile arasına duvar örmek suretiyle barışçı hiç bir gidişata ışık yakmama azminde. Qamışlo'da yakılan ateşe ise körükle giden ve derin devletin güdümünde hareket eden bir basınları var.. Hükümetin dışişleri bakanı ise sadece "üzüntülü" olduğunu beyan etmekle yetinmiştir. Neden üzüntülü belli değil. Velhasıl zalimler tüm güçleri ile faaliyette.
Qamışlo yeni bir turnusol kağıdıdır. Bu kağıt Kürtler'in dostlarını ve düşmanlarını bir daha açığa çıkaracaktır. Bunu devletler anlamında söylemiyorum, Kendilerine demokratım diyenler açısından kaydediyorum. "Kınıyorum fakat.."çılardan gına geldi. Kısaca kim direkt konuşuyor, ona bakacağız. Aksi takdirde bu tip kişileri aramızdaki destekçileri ile birlikte mahkum etmek durumundayız.
Kürdistan'ın her tarafında yakılan ateş, o ateşi yakan sömürgeci ve gerici bölge rejimlerini titretmeye başladı. Bu elbette en başta Kürt Milleti'nin özgürlük tutkusunun ve bu uğurda kurban verme cömertliğinin eseridir. Ama kurban vermeler her zaman kazandırmıyor. Düşman tarih boyunca bizi boyunduruk altında tutmak için her türlü dış bağlantıdan, bizim cehaletimizden, çabuk gaza gelmemizden, kraldan fazla kralcı olmamızdan istifade etmiştir. Bizim bu konudaki en ufak bir teşebbüsümüzü tüm propaganda, manipulasyon ve psikolojik savaş yöntemini de kullanarak bize yasaklamış ve muvaffak olmuştur.
Tarihte ilk kez Irak Savaşı esnasında ve sonrasında bu psikolojiden kurtulmuş, bilhassa Türk Solu'nun ve içimizdeki yardakçılarının etkisini hiçe saymış, hatta bu konudaki teşebbüslerini alaya alma olgunluğuna ermiş bulunuyoruz. Kafalarımız artık bağımsız! O halde durum ne olursa olsun, Kürdistan bağımsız sayılır. Bu sözü hafife almayın. Kafası ile barışık olanlar, hayallerini gerçeğe dönüştürme şansına en yakın duranlardır. Şimdi artık "bê hedar"ız. Her şeyi yapabiliriz. İstediğimiz ittifakı gerçekleştirir, dostlarımızı aldatmadan yürürüz. Bunu engellemeye yönelik her laf bize vız gelir. Bakın, daha düne kadar partilerimizin liderleri kendilerini, rejimlerin zindan tehdidi karşısında, saklama yarışında idiler, oysa bugün illegal sayılan partilerin liderleri Qamişlo'dan telefonla ve kendi sıfatlarını kullanarak Kürdistan'ın TV kanallarına bağlanarak tahliller yapıyor, deklarasyonlar yayınlayabiliyorlar. Normalde böylesine bir lider en aşağı on yıl zindana mahkum olur. Şimdi bunu takan yok. Öyleyse düşman şimdiden fiilen kaybetmiştir. Bu böyle.
Moral düşüklüğü yaratmaya yönelik lafazan tahlilleri de çöpe atmaya başladık. Savaşı andıran büyük bir mücadele ateşinin tam da ortasında bulunan milletimizin moralını bozucu her türlü "akıllılık"lara karşı duracağız. Elbette yanlış yapılan bir şey varsa biribirimizi uyaracağız. Ama bunu milletimizin, hele sıcak hatta bulunan liderlerin mücadele şevkini kırmadan yapacağız. O şevktir Kürt Milleti'ni özlediği bir avuç özgürlük ile kucaklaştıran. O şevk, kafaların rahat olduğu zamanlarda artar. Sürekli pürüz yaratarak mücadele hattındakileri sinirlendiren, onların dayandığı kitlelerde tereddüt yaratan tahlilciler durumlarını bir daha gözden geçirsinler. MORAL SAVAŞTAKİ EN BÜYÜK SİLAHTIR. Hiç kimse Kürt Milleti'nin moralını bozmaya yeltenmesin. Dünyayı başlarına yıkarız!
Herkesin yerine getireceği bir görev mutlaka vardır. Kimi sadece yazar. Kimi hem yazar hem eylemde yer alır. Kimi diplomaside iyidir. Kimi ise savunmada. Kimi yönetir. Kimi de yönetenin yanında ona yardımcı olur. Her eylemin kıymeti vardır. Yeter ki dürüst bir şekilde elimizden geleni yapalım. Coşkunuz sizi zafere kitler. Zafere kitlenmiş bir yürek onun gereğini yapar. İNAN KÜRT BAŞARACAKSIN. ZAFER ÇALIŞMAKLA ELDE EDİLİR.




Gorusunuz