Zarathuştra (Zerdüşt) ve bir münafıq!
Yazacak çok konu birikti. Türk Devleti’nin fiili ve diplomatik saldırıları, Kürtler’i bölme çabaları, elinin altındaki insanları enterne etme furyası bunlar arasında sayılabilir. Bunlara karşı direnen BDP’nin ve gerlla’nın (liderinden en son neferine) siyasal çabaları her türlü takdirin üstündedir. Öz gücüne dayanmayı prensip edinen, ulusa, davaya ve kendi yürüyüşüne sonuna kadar inanan Kürdistan Hareketi derslerle dolu bir mücadele geleneÄŸi yerleÅŸtirmiÅŸtir..
Yani, kısaca, Gerilla dünya halklarına şunu haykırıyor: Düşmanların, işbirlikçilerin ve yabancıların kullandıkları teknologi ne kadar üstün olursa olsun, son sözü imanlı mazlumlaar söyleyeceklerdir. Yeter ki birlik içinde hareket edilsin, birlik güçlenerek sürsün.
Ä°ÅŸte böylesi bir hareketi psikolojik baskı altına almaya çalışan Türk Devleti bir çok taktiÄŸe baÅŸvurmaktadır. Bunlardan biri de Kürdistan’daki mitolojik zenginliÄŸe saldırmaktır. Başını her zamanki cehaleti ile ErdoÄŸan’ın çektiÄŸi ve ZarathuÅŸtra (ZarathuÅŸt veya Zerdüşt) öğretisinin hedef alındığı bu saldırı Türk Psikolojik SavaÅŸ makinası bu kez baltayı dizine vurmuÅŸtur.
ErdoÄŸan uzun süre, Kürt DireniÅŸ Hareketi’ni ve giderek Kürtler’i Zerdüşti olmakla “suçlamış”tır. Vay ki nasıl vay! Ne yaaptı bu Kürtler! Nasıl oldu da Zerdüşti oldular... Åžimdi onları Cehennem ateÅŸinden ErdoÄŸan bile kurtaramaz.. Zerdüşti olmak ne büyük suçmuÅŸ!
Müslümanlar’ın kutsal kitabı Kur’an’da Zerdüştiler’den “Mecusi” olarak bahsedilir. Kur’an’ın indiÄŸi Arap yarımadası arapçasında “g” harfi yoktur. “g” yerine “c” harfi kullanılır. Böylece Magus da denilen Zerdüştiler’in dinine “magus” dini denilen “ateÅŸ rahiplerinin dini” “mecusi” dini deniliyor. Mecusilik’ten Kur’anda ”hacc Suresi” 17. ayette açıkça bahsedilir. Kur’an, Mecusiler’den (Zerdüştiler) ”sabiîler, ’iman edenler’, Yahudiler, Hristiyanlar ve müşrikler” ile birlikte bahseder. Ayette bunların Tümü hakkında kıyamet gününde, (sadece) Allah tarafından hüküm verileceÄŸi söylenir, ki bu istisnasız herkes için böyledir..
Bu ayetin yorumundan Kur’an’ın ZerdüştiliÄŸi; tıpkı hristiyanlık, yahudilik ve sabiilik gibi biÅŸrer din olarak kabul ediyor ve bu dinlere mensup olan insanlar hakkında müslümanların hüküm vermelerini yasaklıyor.. ErdoÄŸan ise bu hükmü çoktan vermiÅŸ ve bu dine mensup insanları mahkum dahi etmiÅŸtir. Oysa Allah’ın kitabı olarak kabul etmesi gereken Kur’an böylesi hükümlere kaarşı tavır alıyor.. Åžimdi soralım; ErdoÄŸan, sen nesin? Bir peygamber misin, yoksa o peygamberi gönderen misin ki, Kur’an’ın içeriÄŸine karşı duruyorsun?
Öte yandan bir an için bir müslüman gibi düşünelim ve soralım: “Acaba örümcek kafalı ErdoÄŸan Ä°MANLI bir müslüman gibi mi konuÅŸuyor?” Kısacası imanı zedeli deÄŸil mi?
BilindiÄŸi gibi Ä°slam’da imanın 6 ÅŸartı vardır. Bunlardan biri;”Allahın Resulleri’ne inanmak”, bir diÄŸeri Allahın bunlara gönderdiÄŸi kitaplara inanmaktır (sonradan bozulsalar da)..
Ama Erdoğan bu şartlara uyuyor mu? Buna şöyle bir bakalım..
Abû Yûsuf Ya’kûb’un ”Kitâb ul Xarâc” adlı yapıtında bildirdiÄŸine göre, ”Hz Ömer bir gün Zerdüştiler’i kastederek çevresindekilere; ’ben ateÅŸe tapan bir halk tanıyorum. Bunlar ne Yahudi, ne Hristiyan ne de Ehl-i Kitab’dır. Onlara ne yapacağımı bilemiyorum’ demiÅŸti. Bunun üzerine orada hazır bulunanlardan ’Abd ur Rahmân bin ’Auf yerinden doÄŸrularak; ’Ben Peygamber’in; Onlar Ehl-i Kitabdır, onlara öyle muamele ediniz, dediÄŸine ÅŸahit oldum’ demiÅŸti. Bu birinci hadistir. Bu hadise göre ErdoÄŸan Yaradan’ın gönderdiÄŸi kitaplardan birine inanmayı red etmiÅŸ, imanını derinden zedelemiÅŸtir.
İslami yazar Kazwini, Müslümanlar'ın peygamberi Hazreti Muhammed'in bir diğer hadisinde şöyle dediğini nakleder; "Ermenistan ile Adarbaijan arasında Sabalan Dağı bulunur. Bu dağda bir peygamber gömülüdür.. Bu dağın tepesinde uzun baharlar olur ve suları soğuklardan dolayı buz gibidir. Dağın yamaçlarındaki sıcak baharlar, halkı oraya çeker. Bu dağın tabanında yüce bir ağaç bulunur. Ağacın tabanında biten ottan dolayı hiç bir hayvan onun yakınından geçmek istemez. Yakınına geldiklerinde kaçmaya başlarlar. O nebattan yiyenler ise derhal ölürler."
Kazwini’nin bahsettiÄŸi Sabalan Dağı, Savalan Dağı’dır. Zerdüşt bu dağın eteklerinde yedi yıl kendi imkanları ile yaÅŸamış, rasathane kuraraak yıldızları gözlemlemiÅŸ, tıbbi araÅŸtırmalar yaparak ilmini pekiÅŸtirmiÅŸtir. Dolayısı ile bu hadis, birinci hadisi takviye etmekte, Zerdüşt’ün Ä°slam ölçütlerine uygun bir resul olduÄŸunu ortaya koymaktadır. O halde ErdoÄŸan haksız bir savaşı kazanmak uÄŸruna imanını kökten zedelemiÅŸtir. Yaradan’ın Resulu’na inanmayı red etmiÅŸtir.
Ama Zerdüştiliği anlamak bir iki hadisle mümkün değildir. Söz konusu öğreti, Sümer Mitolojisi ile birlikte ele alındığında tüm Ortadoğu dinlerinin beslendiği bir din oluşturmuştur.
Zarathuştra'nın öğretisi, "ahirete ilk adım bilimi" daha doğrusu eschatologi (anlamı: ölüm, ölüm sonrası hesaplaşma, cennet ve cehennem gibi son dört işlem) açısından şu hususlarda kesinlikle tek tanrılı dinler dünyasında ilktir:
1. Ölümden sonra bireysel hesap verme
2. Öldükten sonra yeniden dirilme
3. Genel son hesaplaÅŸma
4. Vücud ve Ruhun birleştiği ebedi hayat
5. "Sırat" köprüsü
6. Cennet ve cehennem
Ä°slam dini bunun dışında da Zerdüştilikten bazı “temel temel dini direkler” almıştır. Bunlar:
-Beş Vakit namaz (namaz vakitleri de çakışır..
-Abdest
-Kelime-i ÅŸehadet
-Hacc.. Ä°slam’ın Zerdüştilikten aldığı çok önemli bir toplantı ÅŸeklidir. Fakat Ä°slam bunu biraz sapma ile almıştır. Zerdüştiler yılda iki kez büyük ateÅŸ mabedlerinde toplanır, bir nevi dini kongre yapar, sorunlarını tartışırlardı (Zerdüşti Hacc’ı). Ä°slamlar’da ise hacc, özünde benzer amaçlı olsa da, dört halife döneminden sonra bir nevi “dini turizm”e dönüşmüştür.
-Bir nevi zekat olarak algılanabilecek olan, faakat zekattan daha saÄŸlam temellere dayanan yardımlaÅŸma. Bu yardımlaÅŸmalar altı dini “bayram”da mutlak olarak yapılır, hiç kimse bundaan geri duramaz, açıktan yapılamazdı. Hatta yardımın nereye gittiÄŸinin, kimden geldiÄŸinin bilinmemesi için doÄŸrudan doÄŸruya bir alana toplanır ve ihtiyaca göre muhtaçlar tarafından alınırdı.
ErdoÄŸan gibi bir cahilin bunları bilmesi hatta kavramaya çalışsa da becermesi imkansızdır. Bu diktatör ruhlu, emek hırsızı kiÅŸilik, hüküm sahibi oldu ÅŸu zaman kesitinde gözünü yoksul köylünün, işçinin ve memurun cüzdanına dikmiÅŸ bir sömürücü iken ondan ne beklenir? Haksız savaÅŸların tetikçisi, taÅŸaronu olan bu adam, silahını hakkını taleb eden Kürd’e doÄŸrultmuÅŸ, emperyalizmin uÅŸağı olmanın “keyfini” çıkarırcasına faÅŸizmini yerleÅŸtirme yoluna girmiÅŸtir.
Bu adam Zerdüştizm’e laf edebilecek bir seviyede mi?
(gelecek yazıda Zerdüşt Dini’nin özünü ilk defa kaleme alacağım)
2012-07-20
A Sirac Kekuyon