Türkler’le hiç kardeÅŸ olduk mu?

Türkler’le hiç kardeÅŸ olduk mu?

Bu soruyu sorana hiç rastlamadım. Bundan dolayı Türk mezaliminin arttığı bu günlerde bu soruyu sormanın tam zamanıdır diyorum. Çünkü bilgisizlikten olsun, iyi niyetten olsun her ne ise soru sormayı unutarak ÅŸablon cevaplara yamanıyoruz. Åžimdi içten bir duygu ile soruyorum: Siz hiç tarihin derinliklerine dalarak bu soruya cevap aradınız mı? Tarih boyunca Proto-Kürtler’den tutun, günümüze kadar olan süre içerisinde Türkler ile, bilerek ve isteyerek, hiç elele tutuÅŸtuÄŸumuz oldu mu?

Tüm delillere baktığımızda “hayır! Asla!” demek zorunluluÄŸunda olduÄŸumuzu ayan beyan görüyorum.

Kimdir bu Türkler? Biraz buna bakalım. Tarafsız kaynaklar Türkler’in MoÄŸollar, Korelilker ve Japonlar ile akraba olduÄŸunu yazarlar. Aynı ÅŸeyi “DoÄŸucu” Türk Marxistler’i de yazarlar. DoÄŸucu olmamasına raÄŸmen Mihri Belli de Türk Dili ile Japon Dili’nin benzerliÄŸini dile getirmiÅŸti. Benim incelemelerim, ki hata payı çok az olan bir incelemedir, Türk MoÄŸol akrabalığını tartışmanın bile gereksiz olduÄŸunu ortaya koymuÅŸtur. MS 7. Yüzyılda yazılıp dikilen Orhun Yazıtları’nın MoÄŸolistan’ın ortalarında olduÄŸunu bugün herkes biliyor, isteyen gidip görüyor. Orhun Yazıtları Türkler’in en önemli hazineleridir.

Öte yandan Ergenekon masalı da MoÄŸolistan’daki Ergenekon adı kullanılarak yaratılmış bir masaldır. Bu söylencenin aynen MoÄŸollar tarafından sahiplenildiÄŸi de biliniyor. Bozkurt çerçevesinde geliÅŸtirilen söylencenin aynen MoÄŸollar tarafından kullanıldığını, Bu kurtun söylenceye bakılırsa, her sıkıntıya düştüğünde Cengizkhan’a da göründüğünü de üstünkörü bir inceleme ile görürüz. Ä°ki kavim içiçe olmasına raÄŸmen, ayrı örgütlenmelere, ayrı Khanlara (kaÄŸanlara) sahip olduklarını biliyoruz. Sonra ayrışma baÅŸladı. Kısaca Türkler, infiltrasyon ÅŸeklinde, MoÄŸolistan’dan çıkıp Ortaasya’ya sızmışlardı. O sırada Ortaasya Aryan yurdu idi. MS 4. Yüzyıl’dan itibaren Siberiya’yı kuzey, Parthia’yı güney alan bir coÄŸrafya TürkleÅŸtirildi. Böylece atalarımız ile bu göçebe talancılar arasında ilk iliÅŸkiler baÅŸlamıştı.

Müslümanlığa kadar geçen süre boyunca bu akıncı göçebeler Fars bölgelerine de sızdılar. Bunlar günümüzün “Azeri” denilen toplumu’nun ilk nüvesini oluÅŸturuyorlardı. Azeriler’in bütün zorlamalarına raÄŸmen toplu olarak Kürdistan’ın bazı bölgelerine girmeleri engellenmiÅŸti. Arap-Ä°slam istilası sırasında sonuna kadar direnen Kürtler, Araplar’ın geri çekilmesine kadar Bazı bölgelerde devletlerini sürdürdüler.

Türk Selçukiler’in Ä°ran’a hakim olması ile, ülkemize yapılan seferler arttı ve Kürtler’in direniÅŸleri daha da derinleÅŸti. Bu talancı kavim, Azerbaycan’a kısmen hakim olduktan sonra burada Atabekler Devleti’ni kurdular. Bu devlet kurulmadan önce Khazar (Hazar) Türkleri ile Kürtler arasında çatışmalar devam ediyordu.

Şimdi Zaur Rzakhanov'a ait bir kronoloji verelim: Xazarlar'ın ataları Arpaçay'ın bir kolu olan Terek ve daha kuzeydeki Sulak suları cıvarında yerleştiler. (MS131-140).

MS: 400-600; Bardaa Kafkas Albanları'nın başkenti oldu.

MS 451-460; Hunlar, Sabirle ve Xazarlar Azerbaycan'ı istila etti.

MS 461-470; Bu kez yöne Altaic bir halk olan Sargurlar Azerbaycan'ı istila etti..

MS 629; Kok-Türk ve Xazar orduları Azerbaycan'a girdi.

MS 645; Alban Prensi Jevanşir Kuzey Azerbaycan'da (Albania) Sasani Yönetimi'ne karşı baş kaldırdı..

MS 656; Xazar Xaganate yapılandı.

MS 660; Albanlar Xazarları Albania'dan kovdu.

MS 661; Arablar bu kez Azerbaycan'ın kuzeyini (Albania) zapt etti.

Tüm bu olaylar Azerbaycan’ın, daha doÄŸrusu Aras Irmağı’nın kuzeyini kapsayan Azerbaycan’da cereyan etti. Türkler burada iÅŸgalciydi ve Farslar her zamanki gibi kolayca teslim olmuÅŸlardı. Tek direnen milli grup Kürtler idi. Alamut Kürtleri Selçukiler’e hiç bir dönemde boyun eÄŸmediler. Onları ortadan kaldıran MoÄŸol istilası oldu. 938'de Kihariji Daysam b. Ibrahim al-Kurdi kendi devleti'ni kurdu. Bu Devlet Azerbaycan'ın kontrolunu tümden ele aldı. Daysam'ın kurduÄŸu devlette geçerli olan paralar ÅŸu anda Ä°sveç'te Kraliyet para müzesinde bulunmaktadır. Selçukiler ve diÄŸer Türkler ile bir çok savaÅŸları oldu. Kuzeyde Åžeddadiler IX. Yüzyıldan itibaren ikiyüz yıl süren bir parlak devlet kurdular (MS 951-1174). Bu devlet, Selçuklular tarafından yıkılacaktı.. KirmanÅŸah ve Xaniqin civarında Annazid Devleti KurulmuÅŸtu (MS 660-1117) Aynı zaman diliminde Mervani Kürt Devleti (MS 990-1096) ve Hasanwayhiler (MS 959-1015) devletleri de kurulmuÅŸtu. Bu Devletler de büyük direniÅŸler sergilediler.

Selçukiler’in Bizans’la savaÅŸması, Kürtler’in de iÅŸine geliyordu. Ama menfaate dayanan bu ittifak hiç uzun sürmedi. Osmanlı Devleti döneminde Türk PadiÅŸahı Zalim Yavuz döneminde 70 Bin Alevi öldürülmüştü. O zamanki nüfus seyrekliÄŸine baktığımızda bu, tam bir soykırım idi. Ä°dris-i Bitlisi’nin Türkler lehine büyük gayreti ile Kürtler 1514’te ikiye bölündüler. Bir kısmı Farslar ile iÅŸbirliÄŸine giriÅŸti, diÄŸerleri Osmanlı PadiÅŸahı’na baÄŸlandı. Tüm Kürt Beylikleri’nin bağımsız yaÅŸadıkları bir sistem oluÅŸtu. Zalim Yavuz’un oÄŸlu Süleyman bu antlaÅŸmayı tanımadı ve Kürt Beylikleri’nin üstüne yürüdü. Ama hiç bir sonuç elde edemedi. Aynı statüyü kendisi de tanımak zorunda kaldı. 1640’lı yıllarda Qesr-i Åžirin AntlaÅŸması ile Kürdistan, Ä°ran ile Osmanlılar tarafından paylaşıldığında, zamanın Osmanlı padiÅŸahı Yavuz ve Süleyman’ın Kürdistan hakkında çıkardığı fermana baÄŸlılığını ilan etti.

Ama 1800’lü yıllardan itibaren Kürdistan’da seri ayaklanmalar baÅŸladı. Bunların muvaffak olamama sebepleri deÄŸiÅŸik ve çok uzundur. Bir kitaba konu olacak düzeydedir. !915’te Ermeni, Süryani, Keldani ve Asuri katliamı sırasında elbette en büyük zararlardan birinin faturası Kürtler’e çıktı. 1916 Rus ilerlemesi sırasında, Türk Kaynaklarından öğrendiÄŸimiz kadarı ile yüzbinlerce Kürt öldürülmüştü. Daha sonra bir Kürt göçü yaÅŸandı. Ortaanadolu’ya sürülen sürülen Kürtler’den yüzbinlercesi hayatını kaybetmiÅŸti. Böylece toplam 600 bin Kürt 1917’ye kadarki sürede buhar olmuÅŸtu. Kürtler, bazı hain ruhlu kariyerist kiÅŸiler hariç, Mustafa Kemal’i hiç desteklemediler. Çünkü Mustafa Kemal ‘in baÅŸlattığı harekat, Kürttler’in bağımsızlık amacının karşıtı idi.

Mustafa Kemal, 1919-1924 yılları boyunca, Kürt denilen “ayıya dayı” demek için, bağımsızlık haricinde, gökteki yıldızlar dahil, ne istenebilirse vaat etmiÅŸti.

Ama 1924’te bu devÅŸirme asılyüzünü gösterdi. Bütün vaadlerini “unuttu”. Bu yetmezmiÅŸ gibi bir de Kürtçe konuÅŸma yasağı getirdi. Kürtçe konuÅŸulan her kelime için için 25 kuruÅŸ ceza kesiliyordu. 25 kuruÅŸ deyip geçmeyin bazan bir köye “konçulçi”, yani vergi memuru geldiÄŸinde bütün bir köy 25 kuruÅŸ toplayamıyordu..

Kürtler bu duruma tahammül edemediler. 1924-1938 yılları arasında hem direndiler, jem de katliamdan geçirildiler. Kor Mısto ile Hain Ä°smêt kerr, en aÅŸağısından 400 bin Kürd’ü ÅŸehit ettiler. Dersim mıntıkası toptan boÅŸaltıldı.. Ä°damlar, sürgünler, hapisler biribirini takip etti. 1950’li, -60’lı ve 70’li yıllar Kürtler’e karşı geliÅŸtirilen zindanlar tıkmalar, dergi-gazete kapatmalar, katliamlar (mesela MaraÅŸ) ve faili meçhul cinayetlerle geçti. 1980’li, -90’lı ve 2000’li yıllar da ise ülkemiz tam bir yangın yerine dönüştürüldü. Åžimdi ise ABD’nin açık çeki ile Kürtler’e karşı topyekun bir yoketme teÅŸebbüsü yaÅŸanacak gibi..

Bunlardan kardeÅŸ olur mu?

2009-04-24

A Sirac Kekuyon