SavaÅŸ derinleÅŸirken

Önümde compüterim, kulağımda “Berfo.. Berfo” diye haykıran Sevinç Eratalay’ın içe iÅŸleyen sesi.. “DaÄŸların kızı berfo” beni, halkıma karşı suç iÅŸleyerek, elde silah daÄŸların yolunu tutmadığım günlere götürdü.. Ne diyordu Güney Amerikalı Enternasyonalist Devrimci Che: “Devrim için savaÅŸmayana devrimci denmez!” Kürt Abdullah Öcalan ise anlamlı bir cevapla Kürdistan’dan el veriyor: “SavaÅŸan güzelleÅŸir, güzelleÅŸen sevilir”..

Mahir “kapitalizmin bunalımı süreklileÅŸmiÅŸtir” diyerek kısa bir ömüre çok ÅŸeyler sığdırmış olmanın rahatı ile Kızıldere’de evrene karışmıştı.. Ahmet Repo, Botan’da sonsuzluÄŸa misafir olduÄŸunda ardında efsanevi bir devrimcinin nesilden nesile anlatılacak hayat hikayesini bırakmıştı. O Repo ki vücudunda taşıdığı yüz kurÅŸun izi ile bir Teyrê Baz gibi zirveden zirveye uçuyordu. Düşmanı bile saygı ile önlerinde eÄŸilmeye davet eden Çarçilê direnişçilerinin sonsuzluÄŸa dimdik gidiÅŸleri unutulabilir mi?

Ah be Kürdistan toprakları!

Ah be Kürd’ün sevdası cennet vatan!

Senin kucağında, elimde bir taş dahi olsa, o taşı kullanarak direnip ölmek varken,

Ben ne yaptım!!!

Kürdistan’da,

Elinde mavzeri Yadosu’na veda eden Telli... Ä°hanetin kurbanı Zarife olmak ne güzel..

Dersim’de düşmanın orta yerinde bir öfke gibi patlayan Zilan.. Beritan.. Oniki yaşındaki gerilla kızımız gibi olmak..

Bunlar gibi yaşamak, bunlar ve sayısız şehit, gazi ve direnişçi gibi vuruşarak yürümek, vatanlaşmak varken..

Bir yerlerde ense yaparcasına “yaÅŸamak” da neyin nesi oluyor?

Benim rüyam çok basittir, ama gerçekleşmesi, ilerleyen yaşıma ve sağlık durumuma bakılınca şu anda oldukça zor..

Ayrıca

Bu rüyanın gerçekleşmesi,

Emek ister..

Çelik bir irade ister..

Sevda ister, sevda!

Nedir bu rüya?

Kürdistan’da Viking usulu fiziki bir yok oluÅŸtur...

Bilir misiniz? Viking Savaşçıları elde kılıç savaşarak ölmedikçe rahata ermezlerdi.

Ä°lle de savaÅŸta,

Ölümcül bir darbe aldıklarında elde kılıç “Odiiin” diye haykırdıklarında her yönü ile ebedi yolculuÄŸa hazır olurlardı. Ermek istedikleri en son yer savaşçı, zafer ve ölümde varılması arzulanan yönü ile Odin’di..

Ä°ÅŸte benim Odin’im Kürdistan Toprakları’nın kendisidir.

Yer; Kuwo Sipye.. Orada da Şarık Şivon denilen zirve..

Bir yanı Kerbegon’a bakan, diÄŸer yanı Darêyênî’ye ve arkasını yaslandığı o volkanik daÄŸ.. Siwon buranın batı’sında, Åžarik’ın doÄŸusunda uzanır, yemyeÅŸil.. Karşıda kuzeyde Dakon ve Hecîyê ile Sulton Qibeysî uzanır..

Tam da zirvede elde Karnas nöbete durmak var.. Gökleri kirleten Türk Jetleri ve Kobraları ateş kusar dururlar..

Ä°ÅŸte bu anda Zelê’de nöbete duran gerilla gibi klêşini havaya kaldırıp,

“Tirko, gene karavana!” demek var...

Sonra adres sormayan bir güllenin bana “merhaba” dediÄŸini düşünmek ve o güzelim, vefalı toprağın baÄŸrına düşmek..

Hiç bir ÅŸekilde o iÄŸrenç “rahat” yatağı düşünmeden,

Halkıma hiç ihanet etmemiÅŸ olan Kuwo Sipye’ye vücudumu hediye etmek..

Kısacası ana kucağında uykuya dalmak..

Ä°ÅŸte hepsi bu!

Kürdistan’ın yiÄŸit evlatları, gerillalar, milisler ve mücadeleci kitleler hep bu rüyamı yaÅŸadılar, yaÅŸattılar..

Zafere kadar bu böyle gidecektir..

İç hainlere,

Satılmanın diyetini ödeyenlere,

İnkarcı-ilhakçı rejimin faşist şefine inat geri dönüşü olmayan bir yoldur bu..

“Point no return”de (geri dönüşsüz noktada) kararlı bir ÅŸekilde ilerleniyor..

Sokaklarda, daÄŸlarda, ovalarda,

Ölüme göğüs geren bu insanlar destan ötesi bir tarih yazıyorlar..

Onlara selam olsun!

2011-10-05

A Sirac Kekuyon