Sanatçı milli, yazar milli, tarihçi milli, mitolog milli olmadıkça..
Sanatçı milli, yazar milli, tarihçi milli, mitolog milli olmadıkça..
Türk Devleti, Kürdistan’ı tarihe gömmek için çok bilimsel metodlar kullanıyor. Bir yandan tüm hızı ile askeri alanda bahar saldırısına hazırlanırken., öte yandan psikolojik savaşın tüm inceliklerini kullanarak Kürt Ulusu’nun meÅŸru hakları için “savaÅŸma isteÄŸi”ni kırmak, aralarına nifak sokmak, para saçarak “önemli” zayıfları satınalıp kullanmak, umutsuzluk yayıcı yayınlar, dedikodular ve söylentiler yaymak suretiyle içten çökertme çabasından geri durmuyor. Olta atıyor, pislik türü bozguncular yemi yutma yarışına giriyorlar.
Türk devleti bu satın alma çabasını iki alanda yoÄŸunlaÅŸtırmış bulunuyor. Birincisi; kendini beÄŸenmiÅŸ ex-politik unsurlar, ikincisi; sanatçılar. Bu konuda NATO’nun, ABD’nin, EU’nün ve Arap devletlerinden bir bölümünün desteÄŸini arkasına almış durumda.
Açalım..
Sanat Dünyamızdan en önde yürüyen (Kürd’ün talihsizliÄŸi) “Åživan” çoÄŸumuza taaa baÅŸlarda bilmemiz gerekenleri göstermiÅŸtir. Sanatçısı, yazarı, tarihçisi, mitologu, entellektüeli veya halk arasındaki aydınlık insanları ile zorluklar karşısında gerilemeyi red eden bir cephe gerisi ordu yetiÅŸtiremedik. Ancak ferdi gayretlerle bir ÅŸeyler yapan, yapmaya çalışan kiÅŸilerle yetindik. “Ne olacak bir Åživan olmazsa” diyenleriniz muhakkak vardır. Bazan en önlerde yürüyen bu düşüncedeki insanlarımızın gözleri hep dışarda olduÄŸu, tam bağımsızlık ÅŸiarını gereÄŸi gibi algılamadıkları için direniÅŸ tarihimiz boyunca tökezleyip durduk. Özellikle kolonyalistlerin cetvelleri ile bölündüğümüzden beri hata üstüne hata yaptık. Koçgiri, Malatya, Baban, Barzan, Åžikakî, Ä°stiklal Cemiyeti, Çoligliler’in öncülüğünde cereyan eden 1925 direniÅŸi, Agirî, Dêrsim, Mehabad ve diÄŸer odakların direniÅŸleri hep bu eksikliÄŸin gölgesinde geliÅŸti. Gizli ve düşman bir el ulusal bilincin kitlelere layıkı ile ulaÅŸmasını engelledi. İç feodaller bunların başında geliyordu. DireniÅŸlerin yükselme momentlerinde hakim olan coÅŸku, en ufak bir gerileme belirtisinde hainlerin boy vermesi ve bozgunculuÄŸun ÅŸahlanması ile sonuçlandı.
Ä°nsanlar, aydınlanma çağı dediÄŸimiz bu günlerde baÅŸkalarının tecrubelerini iyi takip edip, kendimize özgü yolu çizmeyi beklerken, biz, Kürt Halkı olarak nerede ise tam tersine baÅŸarısızlığın yolunu bulmak için çabaladık. Bölündük.. Benim sanatçım-senin sanatçın esprisine takıldık. Bölgecilik, aÅŸiretçilik, ideolojik barışmazlık gibi baÅŸarısızlığa götürecek yolu seçtik. “Halklar’ın kardeÅŸliÄŸi” dedik, halklardan kazık yedik. Talepler çıtasını indirdik, Åživanlar yarattık. Kolonyalistlerin sınırlarını esas aldık, Talabaniler yarattık. Taarih bilinci hak getire! Ulusal vizyon mumla aranır durumda.. En küçük bir tökezlemede kaçan enteller dünyası olduk. 40 milyon nüfuslu en büyük sömürge altı ülke olma utancını yaÅŸadık, çocuklarımıza yaÅŸattık.
Şu duruma bakın..
Åžahıslar deÄŸil, Güney Yönetimi düzeyinde Kuzeyli ex-politikacılar davet edilerek çirkin maddi olanaklar saÄŸlanıyor, bunlara teslimiyetin yolu, ya da AKP ile iÅŸbirliÄŸi öneriliyor.. Kelimeler sert gelebilir, ama yaÅŸadığımız bataÄŸa baktığımızda hafif kalır. NeymiÅŸ; AKP Kürt Sorunu’nu çözecek olan tek parti imiÅŸ.. Bu çabalara en üst düzeyden, en alt düzeye kadar pek çok Türk Politikacısı ve diplomatı da katılıyor. Ben Güney’den maaÅŸlı pek çok Kuzeyli insan tanıyorum. Yayın organları çıkarmak için yüklüce para alanlardan tutun, taahhüt iÅŸlerindeki parsaya kadar akla gelebilecek her türlü menfaat saÄŸlanmak suretiyle kendilerini aydın sanan enteller satın alınıyor. Her ÅŸey Türk Devleti’nin kaÅŸlarını çatmasını engellemek, bir aavuç dolar kazanmak içindir. Ulusal çıkar falan gibi ÅŸeyler hak getire..
AKP Kürt Sorunu’nu çözecekmiÅŸ. Haydi o halde hep beraber AKP’ye! Nasıl diye bir soruyu içten gelen duygular ve tarih bilinci ile soran bir tek Kuzeyli entel çıktı mı? Sorması gerekse bile sormaz ki.. Akılları fikirleri teslimiyete giden yolda kendilerini en iyi pazarlamaktadır. Hiç olmazsa bir insaflı çıksa da ÅŸu ÅŸehitlerimizi bir hatırlasa da ÅŸu hislerimizi onlara bir iletse: Peki Güneyli Yönetici kardeÅŸim, madem AKP’nin Kürt Sorunu’nu çözmekteki önerileri o kadar deÄŸerli ise, haydi, mahalli iktidar elinizde AKP’nin Kuzeyli’ye önerdiklerini siz uygulayın. Kürtçe eÄŸitim veren okulları kapatın. Öğrenimi derhal arapçalaÅŸtırın.. TV’leri Araplar’ın emrine verin. Petrol ihracatını baÅŸlatmayın. “Ey Reqîb”i asla okumayın. Tek Millet Åžiarına göre hareket edin, Kürd’üm deseniz bile ardından yüce Arab Milleti’nin bir parçası olduÄŸunuzu belirtin. Vatanım “Kürdistan”dır demeyin. Tek millet, tek vatan, tek bayrak ve tek devlet sizin amentünüz olsun.. Çünkü AKP böyle buyuruyor.
Bu mudur bize dayattığınız çözüm. Haydi düşman düşmandır seni köle olarak tutmak için herÅŸeyi yapabilir. Ama bunu “kutsal çözüm” olarak sunarsan kendine tarih içinde bir isim seç derim..
Evet, Kürt Milleti olarak, önderinden tutun en sondaki neferine kadar büyük bir cesaretle her kıvılcımda direndik. Kurbanlar verdik, yurdumuzdan sürüldük.. Köylerimiz ÅŸehirlerimiz yakıldı. DireniÅŸler boyunca toplam 2.5 milyon ÅŸehit verdik. Türk, Arap ve Fars devletleri bir milleti toptan sürgün etmekte dünya ÅŸampiyonu sayılırlar. Onlar hep öyle kalabilirler. Düğümün çözümü ise bizde. Ama sonuç alacak beceriyi yani; birlik olmayı, salt ulusal düşünmeyi, tarih bilincimizi geliÅŸtirmeyi, artık tanınmaz hale gelen Ä°slam’a, AlaviliÄŸe doÄŸru yorum getirmeyi bir türlü beceremedik veya bu konuda çaba harcamadık..
Zaten her olaya kolaycı bir yaklaşım göstere göstere bugünlere gelmedik mi? Oysa politika üreten, öncülüğe soyunan insanlarımızın başarının yolunu doğru okumaları gerekir.
Biliyorum, yazdıklarım belki dikkate bile alınmayacaktır. Ama ben en aşağısından tarihe not düşüyor, şehitlerin kanlarını paraya çevirenlerin maskelerini indirmek için elimden geleni yapıyorum.
2011-02-11
A Sirac Kekuyon