Newroz 2012: Teşekkürler Erdoğan!
Merhaba! Disa Hu!
Åžu geçen günlerde biraz hastane yemeklerini özlemiÅŸtim.. Kısa bir süre kaldım orada. Bu arada eÅŸim beni kıskandı, o da yattı.. Sonra potansiyelimi kaybetmiÅŸ olacağım ki unutkanlık devreleri geçirdim. Ama hastalığa ve fiziki yok olmaya bir milim prim vermediÄŸimi bilenler bilir. Bu direniÅŸ sayesinde ayakta kaldım.. Åžimdi elimden geldiÄŸi kadar aranızda olacağım. Evet ölüm hoÅŸ geldi ama bugün “ölmek için iyi bir gün” deÄŸildi..
******
Son zamanlarda gerek zamana yayılmış olarak cereyan eden Kürt Katliamları’nda görülen tırmanma, gerek esir kamplarına tıkıştırılan binlerce insanın her geçen gün daha da görülen tırmanma, gerekse engizisyon mahkemelerinin iÅŸleyiÅŸindeki pervasızlık bazı zayıf inançlı insanları yılgınlığa sevk etmiÅŸ gibi bir sanı uyandırdı faÅŸistlerde.. Gerçekten, BM üyesi Tuvalu’nun nüfusu kadar, yani esir alınan gerillalar dahil, 10 bin Kürt rehine alınmış, mahkeme-imamın ordusu-asker üçlüsünün sınır tanımıyan zulmü olaÄŸanlaÅŸmıştır. Ruboski kaatliamı bu pervasız ortamda doÄŸdu. Adana’da tutuklu çocuklar ebediyen birlikte yaÅŸayacakları bir travmaya bu ortamda maruz kaldılar..
Bu buzdağının diplerinde cereyan eden büyük Türk-Kürt boğuşmasının görünürlük kazandığı moment, Newroz günleri oldu.
Newroz büyük gürültüler ve restleÅŸmeler eÅŸliÄŸinde gelip çattığında ilk hamlede ErdoÄŸan, Almanlar’ın vermeye kalkıştığı bir bilmem ne “ödülü”nü kaybetti. Alavi; Kürt ve diÄŸer azınlıkların direniÅŸi sayesinde bu darbeyi aldı..
Ama ardından ErdoÄŸan’ın Kürt Halkı’na yaptığı en büyük iyilik geldi: “Newroz ancak 21 Mart’ta kutlanır” deklarasyonu ile kabadayılığını göstermeye çalışan bu aptal diktatör bozuntusu Kürdistan’da deprem yarattı, Türk Devleti’ni sarstı. BDP LiderliÄŸi bu resti anında gördü ve karşı resti çekti: Kürt Halkı Newroz’u dilediÄŸi gün ve tarihte kutlar!
Bu andan itibaren büyük bir mücadeleyi durduracak hiç bir güç kalmamıştı. Türk Devleti hassas olarak kabul ettiÄŸi alanlara, yani geniÅŸ ölçüde Batman, Gever, Özellikle Amed, Cizîr, Nisêbîn, Ä°stanbul, Mersin ve Adana’ya yığınak yaptı. Batman polisini ise kudurmuÅŸlardan seçti ve Cizîr’de katliam provasına giriÅŸti.
Ama Halk kararlı, adeta ölüme hazır devrimci bir önderliÄŸe sahipti. BDP önderliÄŸi’nde, savaÅŸ alanında öncülük yapanları arasında darp yemeyen kimse kalmadı.
Yılgınlık yoktu...
Devrimci kararlılık sarsıyordu Türk Polisini.
Türk Devleti’nin önünde iki seçenek kalmıştı..
-Ya ikinci bir Ermeni Katliamı uygulaayıp Kürtler’e karşı kitle imha silahları kullanacaklardı..
-Ya da bazı mevzilerden çekilip diğerlerini tutacaklardı.
Böylece Amed’den çekidiler, Ä°stanbul gibi yerleri elde tuttular.. Gever, Cizre, Batman, Wan, Nisêbîn ve pek çok diÄŸer yerleÅŸim birimleride ise çaatışmalar günlerce sürdü. Tüek Devleti aralarında bir parti yöneticisi Hecî’nin de bulundu insanları katlettiÄŸiler Vekil Ahmedê Qesrê’ye karşı da öldürmeye tam teÅŸebbüs suçu iÅŸlediler..
Sonuçta BDP YÖNETÄ°MÄ° YÖNETÄ°TÄ° OLARAK GÄ°RDÄ°KLERÄ° BU MÃœCADELEDEN LÄ°DER OLARAK ÇIKTILAR. Kolay lider olunmaz! “Devrim için savaÅŸmayana komünist denmez” ÅŸiarının benzeri ile olaya bakarsak, BDP’liler savaÅŸ benxeri bir mücadele geleneÄŸini bu son Newroz’da LÄ°DERLÄ°K payesine ererek sürdürdüler. Mücadelelerini siyasi bir zaferle taçlandırdılar..
Ama Liderlik aynı zamanda büyük bir yüktür! Bu yükü layıkı ile taşımayı bilmek gerekir. Nasıl?
Şöyle.
1) BDP’li nereden geldiÄŸini unutmamalıdır. Kendisini doÄŸuran iradeyi, Abdullah Öcalan’ı, kendilerinin de dahil olduÄŸu geniÅŸ bir Kürt Halk kitlesinin ÖNDERÄ° olduÄŸunu unutmayacaklardır. Bu oyunlara gelmek, ölüme davitiye çıkarmaktır. Düşmanın ayrıştırma, bölüp parçalayıp yutma oyununa gelmeyeceklerdir.
2) BDP vekil ve kadroları ile birlikte doÄŸru liderlik kurallarını unutmayacak, daÄŸlarla gönül bağını asla saklamayacaktır. Bütün sermayeleri canları olan fedailer’in, kardeÅŸleri, babaları, evlatları, arkadaÅŸları ve yoldaÅŸları olduÄŸunun bilincini hep taşıyacaklardır. Geri zekalı münafıkların oyunlarını gülerek izleyeceklerdir.
3) Lider BDP, Kürt Halkı’nın bir parçası olduÄŸunun bilincini her yere taşıyacak, halka tepeden bakmayacak, hiç kimseye Kürd’ü küçümseme fırsatı tanımayacaktır.
Bunu en aşağısından umuyorum.
Benim Newroz’dan çıkardığım dersler bunlardır.
Son bir not: Tarık Ziya Ekinci, yanılmıyorsam Vatan Gazetesi’ne verdiÄŸi demeçte “PKK ve BDP tıkanmıştır. Yeni bir Kürt Partisine ihtiyaç vardır. Siyasi hayatı boyunca revizyonist TÄ°P’ten baÅŸka bir parti tanımayan Sayın Ekinci ÅŸunu iyi bilsin: EÄŸer bir gün PKK veya BDP tıkanırsa onun yerine kurulacak olan parti hiç bir yönüyle onun umduÄŸu türden revizyonist bir parti olmayacak, çok sert ve oportünistleri en aÅŸağısından bacaklarından vuracak elemanlardan oluÅŸacaktır!
TAK’a ne dersin?
2012-03-26
A Sirac Kekuyon