Kürdistan’daki Büyük DireniÅŸi selamlamak yetmez!

SaÄŸlık problemim, Kürdistan’daki geliÅŸmelere paralel olarak kötüleÅŸir veya biraz düzelir. Ä°ÅŸte ben, son zamanlarda geliÅŸen büyük kırsal alan çatışmaları, sokak savaÅŸları ve esir kampları direniÅŸleri gibi muhteÅŸem olaylarda bir ÅŸey yapamamanın ezikliÄŸini yaÅŸayarak potansiyel düşüklüğüne girmiÅŸ bulunuyorum. Åžu anda tuÅŸlara basabilmemi kinimin vardığı seviyeye “borçlu”yum.

Evet, dünyanın “görmediÄŸi”, “iÅŸitmediÄŸi”, bir ÅŸeyler “yapmadığı” eÅŸitsiz bir savaÅŸ yaşıyor ülkemin kahraman insanları. EÅŸitsiz, “asimetrik” bir savaÅŸtır bu.. Militanlarına hayranlık duymayanın insan sayılmaması gereken devasa bir olayı yaşıyor halkım.

Ben bir şey yapamamanın yorgunu, bitkin...

Direnişçilerden biri olmam gerekirken, oturmak zorunda kalmanın utancı içindeyim..

Evet, Ben onların arasında bulunmamanın ezikliğini yaşayan bir çaresiz..

Dağlarda, elde silah ölmenin rüyasını yaşayan bir fert olarak,

Kısaca şöyle diyeyim: Savaşı verenleri ve onları can-u gönülden destekleyen emekçileri selamlıyorum.

Dünyada hiçbir direniÅŸ hareketi Kürdistan’daki büyük gerilla, toplama kampları ve sokak mücadelesi kadar hayati anlamlar yüklenecek cinsten deÄŸildir.

Bu büyük direnişin verdiği en büyük ders kendi kaynaklarına dayanmanın yarattığı başı dik duruştur. Kürdistan hareketi bundan dolayı kendisini hiç kimseye borçlu his etmeden yürüyor, politikalarını kendisi tayin ediyor..

Direnişte sahip oldukları gücün kaynağı budur!

Bir şey diyemiyorum, sadece eğiliyorum önünüzde..

2012-11-07

A Sirac Kekuyon