Güney’de Obama gölgesi..

Güney’de Obama gölgesi..

Obama Beyaz Saray’ı devraldığından beri Ankara hakkındaki bütün menfi düşüncelerini bir kenara atarak, Türk Devleti’ne misafir bir iktidar ortağı davranmaya başlamıştır. Ermeni soykırımını unutan Obama, böylece ne kadar güvenilemez bir kişiliğe sahip olduğunu da göstermiş oldu. İşte bundan cesaret alan Ankara-Bağdat hattı ayaklarını uzattıkça uzatmış bulunuyor..

Şimdi tam da Irak’tan çekilme isteğini tekrarladığı bu zaman kesitinde ardında ABD’nin sebep olduğu birçok problemi de bırakma niyetinde. Irak’ı sarsacak düzeyde ağır ve belirleyici olan problemleri en büyükleri, Anayasa’nın 140. maddesinin uygulanması, Şii iktidarını yeni bir Saddam diktatörlüğüne götürecek olan gidişatın engellenmesi yönünde hiç bir adım atılmaması, diktatörce eğilimleri sınırlayıcı anayasa maddelerini sağlam esaslara dayandırmayı “unutması”, böylece Irak’ı adeta altın tepsi içinde Ankara ve Tahran’a sunması bir çırpıda sayılabilir. Son zamanlarda başlayan intihar eylemleri, gidişatın yeni bir afganistanlaşma doğru olduğu kanısını epey güçlendiriyor.

Obama, uzun kolları sayesinde kontrol ettiği Batı Basını vasıtası ile, Kürtler’i Araplar’la aynı kefeye koyma çabasında. Günlük olarak taradığım bu basın organları, ağız birliği etmişcesine, Kerkük’te Kürtler ile bir avuç Arap ve Turkomanları egenlik hakkı açısından aynı kefeye koymakta bir sakınca görmüyorlar. Oysa Kerkük’te çok önceleri yapılan seçimlerde Kürtler ezici bir çoğunluk kazanmış ve Vilayet içi iktidarı ele geçirmiş durumdadırlar. “Demokrasi” havarisi kesilen bu icazetli basın önümüzde duran çıplak gerçeği unutmakta ısrarlı. Basın aldığı işaretle Kürtler’i uzlaşmaz göstermekte ısrarlı davranıyor.

Ama Kürtler oyunlara gelmeden, lakin aynı zamanda yılmadan haklarına sahip çıkıyorlar. Şu anda ısınan iki odak var, biri il merkezi Musul olan Ninova... Diğeri ise Kerkük..

Ninova vilayetinde son yapılan seçimlerde, Kürtler, aralarında Sincar (Şengal), Zummar ve Mahmur’un bulunduğu 16 İlçe ve beldede iktidarı ele geçirmiş durumdadırlar. Bu yörelerin insanları şimdi kendi kaderlerine sahip çıkarak Anavatan’a bağlanmak istiyorlar. Fakat Musul’un yeni Saddam’ı buna şiddetle karşı çıkmakla kalmıyor, ayrıca oralara asker yollama tehdidinde bulunuyor. Yani “sizi ezerim” diyor bu bênamus!

Kerkük’te durum daha da karışık. Oradaki Amerikan Askeri birliğinden Binbaşı Christopher Norrie çok doğru olarak: “Kürtler 80 yıldan beridir bu bölge için savaştılar, öldüler, kurbanlar verdiler. Bu inanılmaz derecede hassas bir durumdur.”

Araplar, %85’i Araplardan oluşan 12. tümenlerini Kerkük’e gönderdiklerinde Kürtler de 10. tugaylarını bölgeye sevk ettiler. Hepsi son haftalarda cereyan etti. Şimdi bir kıvılcım ile patlayacak bir durum var. Tam da bu sırada Ankara’daki temaslarından önce ABD Genelkurmay başkanı Michael Mullen Hewlêr’e indi ve Başkan Barzani ile görüştü sonucu bilmiyoruz. Ama Kerkük’ten ziyade Obama’nın Türkler adına yaşadığı aşkı, yani Kürtler’in iç çatışmaya sevki konuşulmuş olabilir. Dünya öyle bir dünya ki, Hiç bir gücün seni sürüklediği batağı düşünmesini bekleyemezsiniz. Bundan dolayı büyük alışverişi çok iyi kavrayarak “ne, ne zaman , niçin ve nasıl yapılıyor” sorularını cevaplayarak sonuca varmanız mümkündür.

Şu andaki alışverişte ABD için öne çıkan nokta İslami Hareketler’in ilerlemesini durdurmaktır. Gerçekten her yıl en aşağısından bir İslam tabanlı devlet şeriat kanunlarını uygulayan İslami bir devlete dönüşüyor. Burada yöneticilerin münafık olup olmadığını değil, fiili durumu saptıyoruz. Şu anda sıra Pakistan’a gelmiş durumdadır. Taliban İslamabad’ın kapısına dayanmak üzeredir. Pakistan’ın düşüşü, Ladin’in nükleer silah sahibi olması demektir. ABD’ye göre İslami Hareket’in durdurulacağı hat burasıdır. Bunun için büyük konvansiyonal güce ihtiyaç vardır. Ama bu gücün salt Hristiyanlar'dan oluşması, İslam dünyasını daha fazla kenetlendirebilir, Nükleer güce başvurmak zorunlu hale gelebilir. Türk Devleti’ne bu kadar tahammül etmelerinin sebebi budur. Türk Devleti’ne şimdi ve acilen ihtiyaç vardır.

Bu durumda Kürtler’in yeni taktikler aramaları gerekebilir. Tamam; “dış güçler (kısacası Ankara ve Tahran rejimleri) müdahale etmezse Kerkük sorunu Irak’ın içinde, konuşarak halledilebilir” düşüncesi doğrudur, ama bundan yakınmak, sadece yakınarak çözüm aramak geçersizdir. Kürtler şu anda cereyan eden intihar eylemlerini doğru okuyarak, vazgeçilemezliklerini gösterebilirler. Bu önemli ve karmaşık bir diplomasiyi gerektirir.

Bir beyin cimnastiği yapalım:

Bölgemiz her an bir alt üst oluş yaşayabilir. İsrail, İran’a nükleer bir saldırı düzenleyebilir. Böylece Türkler’in de içine sürüklendiği bir “yeniden paylaşım” sürecine geçilebilir. Satrancı doğru oynayanlar bu sürece en hazırlıklı olacak kesimlerdir. Türkler’in Azerbaycan’ı bahane ederek Doğu Kürdistan’da bir katliam başlatmasını engellemek böylesi bir alt-üst oluşta hesaplanmalıdır. Bu bir beyin cimnastiğidir. Elbette olasılıkları olmuş sanısına kapılmayacağız. Ama birlik olursak, duruşumuzu yeniden gözden geçirirsek bunun gibi pek çok senaryoyu görmemiz mümkündür..

Şimdilik bu kadar diyorum. Bu su daha çok hamur kaldırır..

2009-04-25

Not: Yazıyı yayına verirken Reuters'in geçtiği bir haberi de kaydedelim: Doğu Kürdistan Gerillaları Sinê-Kermanşah arasında 20 İran askerini tasfiye etti..

A Sirac Kekuyon