Bay Kahraman’ın “ayıplı” yüzü
Bay Kahraman’ın “ayıplı” yüzü
“Bingöl ya da ayıplı yüzler galerisi’ baÅŸlıklı yazıya dair!..” adlı yazısı
Bay Kahraman’a Cahit’ten aldığım bir alıntı ile bugünkü “seminer”i baÅŸlatıyorum. Şöyle yazıyor Cahit (düzeltilmiÅŸ ÅŸekli ile): “Bingölde bir ara 120 bayan yurtsever arkadaşımız saçma bir gözaltına alma olayı ile karşı karşıya kaldı ve orda Polis yetkilisinin göz altına Alma sebebide ÅŸuydu . ( BURASI BÄ°NGÖL CUMHURÄ°YETÄ°DÄ°R BURASI DÄ°ÄžER ÅžEHÄ°RLERDEN FARKLIDIR).” Ne fazla ne eksik.. Ama gel de bu tek cümlenin ifade ettiÄŸi anlamı Bay Kahraman’a anlat..
Bay Kahraman,
Önce son seçimin sonuçlarına bakalım: Bu seçimde belediye baÅŸkanlığını açık farkla BDP adayı kazanmıştı. Bunu sana e-mail ile bildiren olmadığı, masanda hazır lokma olarak bulmadığın için bilmezsin tabii ki.. Ama yapılan sandık hilesi ile baÅŸkanlık açık hilelerle AKP’ye hediye edilmiÅŸti. Bunu ıspatlayan belge yurtseverlerin elindedir. Hala açıklanmamasını hayret ve dehÅŸetle izliyorum. Yine aynı seçimde BDP’nin aslında 156 belediye baÅŸkanlığı kazandığını da bilmezsin.. Sen git, bulabildiÄŸin ilk entel kafesinde demlen de Çolîgic’i rencide edeceÄŸin yeni konular ara.. Yine aynı seçime dönüyorum; o seçimde MilletvekilliÄŸi yarışında da BDP 26 vekil kazanmıştı. Tüm bunlar ezbere ÅŸeyler deÄŸil.. Resmi belgesi ÅŸu anda bulunması gereken yerdedir. Lütfen bir an önce yayınlasınlar. Bay Kahraman ezberciliÄŸini bir tarafa bırakıp sahadan bilgiler edin de yaz ve savaÅŸ halinin devam ettiÄŸi bu günlerde kıravatlı korucu durumuna düşme!
Bay Kahraman,
Çoligli’ye “Zaza olduÄŸu için” hakaret etmediÄŸini kaydediyorsun. Ama Sen deÄŸil misin “Aklı ve vicdanı diz kapağında olanlar” diyen? Bunun ne anlama geldiÄŸini, Kurmanclar’ın Zazalar’a takılırken onları “aklı diz kapağında” diye nitelediÄŸini çok iyi biliyorsun.. Ben Gûweniglılar’ı (yani senin gibi birini yetiÅŸtirme utancı içinde olanları) aÅŸağılamak gibi bir haddini bilmezlik yapmayacağım. Bu tip bölücülükler ancak senin gibilere yakışır..
Dönüp dolaşıp lafı eleÅŸtiriye getirmen, özeleÅŸtirinin sonsuz faydalarını sayman konunun saptırılmasından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Sadece genelde Kürtler’in arasından, özelde en fazla Çolîgliler’den hainler çıktığını bir papagan gibi tekrarlaman eleÅŸtirilerden ürktüğünü gösterir. Hem Bay Kahraman sen neden halka çatıyor, yerden yere vuruyorsun da entellere hiç bir eleÅŸtiri getirmiyorsun? Evet; Kürd’ü eleÅŸtirirken Filistinliler veya Ä°rlandalılar arasında “düşmanına hayran” dediÄŸin hainler çıkmadığının altını çiziyorsun. Ama yine ezbere konuÅŸuyorsun.. Ä°rlanda Tarihi de hainlerle doludur. Bir tek Bernadet Devlin ile konuÅŸursan sana anlatabilir kilisenin ve diÄŸer bazılarının ihanetini. Filistinliler’e gelince; onların Abbasçı ve Hamasçı olarak ayrılması bile gerçeÄŸi görmeye yeterlidir. Hitler-Yahudi iliÅŸkisi ise bambaÅŸkadır. Naziler’in Yahudiler arasında ayırım yapmadıklarını bilmek yeter de artar bile.
Bir diÄŸer cehalet, Hamidiye alaylarının Kürdistan’daki baÅŸkaldırılarda kullanıldıklarıdır. Bu düpedüz bilgisizliktir, cehalettir. Bay Kahraman ÅŸunu gayet iyi anlasın: Gargara ile tarih yazılmaz, yorumlanmaz. Okuyucu ÅŸunu bilsin; eÄŸer bir yazarın yazısı net deÄŸilse, o yazar sahtekarca bir duruÅŸ sergiliyor ve bir ÅŸeylere saldırı için netliÄŸi yok ediyor demektir. Bay Kahraman’ın yazılarında sergilediÄŸi tavır budur.
Bay Kahraman,
BilmediÄŸin her konuda kalem oynatmayı Bab-Ali’nin Ankara Åžubesinden öğrendiÄŸin belli. Yazdığın dengesiz yazılara aslında cevap bile verilmemeli. Ama Kürt Halkı’nın ve bu arada Çolîgliler’in emeÄŸi ile oluÅŸturulmuÅŸ bir yayın organında yazman iÅŸin rengini deÄŸiÅŸtiriyor. Ä°ÅŸte bundan dolayı seni rahat bırakmak imkansız. Yazdığın her bölücü, ulusal ve mahalli konuda nefesimizi ensende hissedeceksin.
Ä°ÅŸte Hamidiye Alayları da bunlardan biridir. Ben bu alayları Kor Hüseyn PaÅŸa’nın ailesinden çok dinledim, yazdıkları kitabı okudum. Bir diÄŸer alay ise ailemin göz bebeÄŸi Şêx Åžerif’in öncülüğünde Çolîgliler kurmuÅŸtu. Şêx Åžerif “Miralay” rütbesi ile bu alayın komutanlığına, Yado ve DiÄŸer Amcam Şêx Hüseyn ise “Binbaşı” rütbesi ile bu alayın komuta heyetini oluÅŸturdular. KuruluÅŸ sebebi; Rus-Ermeni birliklerinin ortalığı yakıp yıkarak Kanîya ReÅŸ ile Cîyebaxçur arasında yer alan “Kerrê Sîyexî” mıntıkasına kadar inmeleri idi. EÄŸer Rus-Ermeni Birlikleri orada durdurulup geri püskürtülmeseydi, Kürdistan’ın “Kirdone” (Zaza Kesimi) tamamen ortadan kaldırılacak, Ermenistan’a dönüştürülecekti. Kirdolar çok iyi bir direniÅŸ sergilediler ve bu orduları Hınıs’ı da geride bırakarak Sarıqamış’a kadar sürdüler. Haa eÄŸer savaÅŸtan sonra atılan Osmanlı paÅŸası Kemal’ın kazığını sorarsanız, o konuda da çok ÅŸeyler yazacağım, ama Kürt Tarihi kitabımda..
Kısacası Hamidiye alayları hiç bir ÅŸekilde Kürt DireniÅŸlerinde kullanılamadı. Tam tersine bu birliklere komuta edenlerden en aÅŸağısından ikisi (Kor Huseyn PaÅŸa ve Şêx Åžerif) bu direniÅŸlere öncülük ettikleri için 1925’te 420 kiÅŸi öncüleri ile birlikte idam edilirler. Kor Huseyn PaÅŸa ise Güney’de, Ä°ran’a geçerken yanında yer almış olan yol arkadaşı Medeni tarafından ÅŸehit edilir.. Bay Kahraman buna ne dersin?
Kürtler’in milisleÅŸme suçunu eskiden beri iÅŸlediÄŸini söylüyor ve milisler coÄŸrafyasını şöyle ortaya seriyorsun: “Hezanlı Åžeyh Selim milisleri, Åžeyh Selamet köyü milisleri, Bicar milisleri, Lice Milisleri, Hani Milisleri, Çabakçur (Bingöl) milisleri, Gökdere milisler...” Evet tamı tamına böyle.. Ama gerçek böyle mi? Tabii ki hayır! Yine kıvırıyor, alavere dalavere Zaza yine en kötü oluyor senin cümlelerinde. Åžimdi biraz da ben çıplak gerçeÄŸi ortaya koyayım:
Zaza kesimi olarak Amed’e en yakın bölge Lice ve Hanî (Yeni)yi ele almışsın. Ama sen sadece ÅŸurdan burdan kaptın, ben ailemle birlikte yaÅŸadım bu acıları. Haani ve Licê’de bir avuç insan dışında milisleÅŸme olmadı. Ben 1925-30’dan beri daÄŸda olan ‘Emî Heyd ile bizim evde karşılaÅŸtım. Karşımda Kemal PaÅŸa döneminin askeri elbisesi, Dürbünü, iki Rext fiÅŸekliÄŸi, deri çizmesi ile bir direnişçi oturuyordu. Bu insanımız o milis dediÄŸin kiÅŸilerin ve evlatlarının koruması altında o günlere gelmiÅŸti. Milisler arasında direnişçilere silah sıkan tek bir grup vardı; Yado’nun akrabaları.. Onlar da silahında artık fiÅŸeÄŸi kalmamış olan ve sevgili eÅŸi Tellî’yi de kaaybetmiÅŸ olan Yado’ya sıkmışlardı kurÅŸunlarını.. Lice Yöresi’nde pek çok direnişçi kahramana bu milis denilen insanlar yardım ediyordu..
Gelelim Cîyebaxçur ve Guwevdere milislerine.. Merkezde Hesî Begon milisti. Onun başlıca hedefi Hüsî Wesmonon adlı büyük bir direniş kahramanı idi. Zenginden alıp fakire veren bir Robin Hood İdi. Fakat Heso bir türlü ona yanaşamadı. En sonunda Türk Devleti tarafından şehit edilmişti. Hesî Begon bu olaydan sonra evinde oturdu ve anlatıldığı kadarı ile hayatının sonuna kadar pişmanlık içinde yaşadı..
Siwon’da Gazlı Melle Ehmed beÅŸ kiÅŸilik bir kafile ile yurtsever avına çıkardı, ama boÅŸuna. Çünkü her hareketi halkın kontrolu altında idi.QeÅŸon’dan Ä°smail, Kelaxsi’dan Nezîf muhbir ve yarı milis pozisyonunda idiler. Ekrag’dan Husî Ehmî zorla topladığı beÅŸ kiÅŸilik bir grupla dolaşırdı (Babam Hem û Siya onu infaz etti). Bir diÄŸeri Tahirî Latîf (Hemû Siya infaz etti). Dûwelî’den Mihî Sûwesin (milis olup olmadığı şüphesi vardı). Ä°nfaz edildi. Bir de Ä°smail Heci’nin kafilesi vardı. Pul’dan ÃŽk’ Hemî çok iyi bir iz sürücüsü idi. Bir keresinde az kalsın “anam EyÅŸonê Axon”u yakalatıyordu. Ä°nfaz edildi.
İşte Bay Kahraman o çok abarttığın milisler sadece bunlardı.
Gelelim zatınızın ilk sorusuna; Şöyle yazıyorsunuz Bay Kahraman: “‘biz neden geç kaldık, niçin bu haldeyiz?’ diye düşünen Kürtlerin, bütün kabahatleri düşmanlarında arama yerine, ‘ben ne yaptım, kusurum ne?’ sorusuna cevap araması, dönüp kendi içine bakma zamanı.”
Bay Kahraman bu derecede önemli bir soruya bu kadar basit bir laf salatası ile cevap verilemez. Bu cevap tarzınız, bu rext kuşanmış pozlarınız hiç bir derde deva olmaz. Ne düşmanı korkutabilirsiniz, ne de zatınıza karşı olan muhalefeti sindirebilirsiniz. Makale yazarının tek silahı yazdığı konuya hakimiyetidir. Ama zatınızda bu meziyet hak getire.
Biz neden geç kaldık sorusu biraz tuhaf ve geniÅŸ ölçüde kafe kültürü kokuyor. “”Niçin bu haldeyiz” sorusu ise yerinde bir bir sorudur irdelenmelidir. Ben aÅŸağıda bu sorunun cevabını toparlamaya çalışacağım..
Åžimdiye kadar 1000 kaynak kitap ve makaleyi eleÅŸtirel bir gözle okuyarak tarihin akışı içinde Kürdistan ve Kürtler’in yerini saptamaya çalıştım. Kürdistan’ın dünya tarihindeki rolunu bir zincir halinde gözler önüne serebilecek seviyede çalışma yürüttüm. Öte yandan Kürt Mitolojisi konusunda 150 kaynak taradım, okudum, çeviriler yaptım. Öte yandan düşünce sistemimi saÄŸlam bir temele oturtmak için 2000 cıvarında Marksist klasik, kaapitalizmin temel klasiklerini okudum. Tıp ile antropoloji anlamında insan arasındaki köprüyü anladım ve yeni bir köprü kurdum.
Ä°ÅŸte bu çalışmaların ışığında Kürdistan’ın köleci toplumu yaÅŸamamasının yaratabileceÄŸi etkiyi dikkatle izledim. Ä°ÅŸte bu çalışma, Kürtler’in köleci toplumsal üretimin yaratabileceÄŸi birikimden yoksun kaldıkları gözlemledim. Mesela Kürtler, tüm dünyada ilk açık hava yapılaÅŸmasını, yani açık hava barınakları yaratmalarına raÄŸmen, bunları kendilerinden çok daha sonraları maÄŸara ve aÄŸaç kovuklarından çıkan toplumlar çok büyük yapılaÅŸmalar yaratmışlardı. Proto-Kürtler özellikle Neolithic ÇaÄŸ’da Küçük “köy devletleri” denilen devletler kuruyor, küçük ve bir tek aileye ait bir toprak parçasına hükmetmekle yetiniyorlardı. Ama köleci devletler kuran özellikle Sami kökenli Akadlar, Asurlular, Babilliler vs çok daha ihtiÅŸamlı bir tarihi süreci yaşıyorlar. Proto-Kürtler’de Feodalite adeta genetik bir kod haline gelmiÅŸtir. Bu toplumsal geriliÄŸe raÄŸmen zaman zaman Loristan, KırmaÅŸan, Gutî, Lulubî, Kardaka, Horri veya Hurri, Hatti, Hitit, Girê Navokê, Halaf vs gibi devletler ve Mittani, Med gibi imparatorluklar kurdular.
Velhasıl başımıza toplumsal ve siyasal açıdan musallat olan, Mesela Bay Kahraman gibilerin bu genetik kodun yönlendirmesi altında bölgecilik veya diyalektçilik yapmasının izahlarının başında gizli etki gelir. Şu anda Gerilla hareketine dahi sokulmak istenen bölgecilik de bu kalıtsal etkiden dolayıdır. Bu bize baş düşmanımızı işaret ediyor; feodalite..
Ä°kinci sebep çok daha ağır sonuçları olan bir sebeptir; psikolojik savaşın oyunlarına gelme basitliÄŸimizdir. Son zamanlarda sanatçı ayartmalar, Güneyli ve Kuzeyli politikacılara yöneltilen tehditlere kanmalar, ex-liderleri geri çağırmalar, OrtadoÄŸu’da Lider Türk imajı yaratmalar hep bu savaşın parçalarıdır. Düşman bu savaşı çok ciddi bir ÅŸekilde yürütüyor ve gücünün sınırsızlığını yutturabildiÄŸi kadar yutturuyor.
Üçüncü sebep karşımıza çıkan fırsatları heba etmemizdir. Med veya Horri dönemine kadar inmeyeceÄŸim. Fakat Arap-Ä°slam istilasından sonra çıkan bazı fırsatları görmemezlikten gelemeyiz. ÇoÄŸumuzun dışladığı Selahaddin-i Eyyubi’nin, Mîr Muhammed ayaklanması ve devleti, Bedirxan ve YezdanÅŸer ayaklanmaları gibi iç ihanetle bastırılan kurtuluÅŸ mücadeleleri, Ä°dris-i Bedlis-i’nin açık ihaneti ile Osmanlı’nın Anadolu ve Kürdistan’a yerleÅŸmesi vs gibi fırsatların tümü feodal geri zekalılık yüzünden gerçek ve mümkün oldu. Bu liste uzatılabilir.
Bunun yanında dış güçlerle sağlam ittifak kurmak yerine bu güçlerin oyuncağı olundu. Hala da kısmen de olsa bu gelenek devam ediyor. Bu liste uzatılabilir. Ama sıcak savaş döneminde herşeyin çıplak konuşulamayacağını bilmeliyiz..
2011-03-02
A Sirac Kekuyon