ABD yeniden Irak'a dönecek mi?
ABD yeniden Irak'a dönecek mi?
Önce kısa bazı ön cümlelerle olaya bakalım..
Irak Başbakanı Nuri el-Maliki ABD'den hava desteği istedi. Bunun verilip verilmeyeceği meçhuldur. Bugün son dakikalarda savaş uçaklarının Işid mevzilerini bombaladığı haberi Bağdat kaynaklı olarak yayınlandı. Uçakların Irak Rejimi'ne ait olduğu Bağdat kaynaklı olarak belirtildi.
Fakat ABD Türk Devleti dahil, IŞİD'in ilerlemesini tersine çevirmek için Kürt ve Arap Silahlı Güçleri'nin birlikte hareket etmeleri çağrısında bulunuyor.
Bu bağlamda Kürdistan Demokrat Partisi, 50 bin cıvarında olan peşmerge ordusunu savaş vaziyeti alacak şekilde yeniden düzenledi..
Peki bu sonuca, yani Musul'un işgaline varan noktaya nasıl gelindi.. İşid'in güçlenmesini kim, ne için sağladı? Bu sorunu deşmeden konuyu bilimsel açıdan açmış sayılmayız..
Türk Devleti'nin Irak'ta ABD işgali başlamadan önce ve işgal sonrası belli bir duruşu vardı. Bilhassa Babası Kürt olan Ecevit ile başlayan Sun'i Arap dostluğu şeklinde kendisini dışa vuran bir duruştur bu. Türk Devleti'nin ezeli politikası belliydi. Ecevit Saddam'ı ziyaret ettiğinde kafasının bir taraflarında Irak'ın, ABD işgalinden sonra Kürtler'e en ufak bir taviz verilmemesi fikri yatıyordu.
Türk devleti, başlayan bölgesel alt-üst oluşta rengini şöyle açığa vuruyordu:
a) Türk Devleti Kürtler'in diriliş mücadelesinin bastırılmasını hayati buluyordu. Tarihin sayfalarını karıştırdığımızda bunun Zalim Yavuz'dan beri böyle olduğunu görürüz. Bence bu anlaşılmadan Türkler'in duruşu anlaşılamaz. Bunun için doğuda, kuzeyde, güneyde ve batıda başvurmadıkları oyun kalmadı. İşte Suriye savaşında ele geçirdiğini sandığı fırsat ayağına kadar gelmişti.
b) Türk Devleti Fırsat varken Şiiler'in herhangi bir yerde iktidara gelmesine karşı da hassastır. Bu bakımdan Suriye ve Irak'ta meydana gelen değişiklikleri tersine çevirmek için elinden geleni yapıyor. Yani çevresinde Kürtler'in hayat bulduğu bir komşu devlet istemiyor. Şiiler'in yerine azınlık Sün'i saddamcı zihniyetin yeniden hayat bulduğu komşuluklar istiyor.
c) Türk Faşizmi, yayılmacı karekterini muhafaza etme inadından vazgeçmiyor. İşte bu noktadan itibaren ABD ile siyasi açıdan çatışma süreci başlıyor.
Şunu açıkça belirtelim; Obama'nın Akdeniz ve Ortadoğu politikasının başarısız olduğunu, Bu politikanın bölge halkları ve bizzat ABD için karanlık bir dönemi işaret ettiğini daha önce altını çizerek belirtmiştir. Nitekim pratikte Tunus'tan itibaren Özellikle Libya ve Mısır'da ortaya çıkan gerçekler bize gidişatın vahametini anlatır durumdadır.
Türk Devleti ABD'nin Mısır Politikası'nı şiddetle eleştirmiş, Rabia işaretini bayrak edinmişti. Suriye'de ise tek başına hareket ederek IŞİD'i her yönden doyurmuş, Silah, eleman ve para yönünden beslemişti. IŞİD'in Rojava'ya saldırısını her yönden beslemişti. Bu arada ABD'den Bu iç içe geçmişliğe karşı sesler yökselmeye başlamıştı. ABD, Mısır'daki İslami rejimin Adım adım el-Qaida'laşmasına destek verilmemesini istiyordu. Suriye'de de aynı gelişmeler gözleniyordu.
Fakat Türk Devleti dinlemedi. Üstelik Irak Rejiminden kaçan Sun'i Başkan yardımcısı Haşimi'nin hamisi kesilmişti. Artık açık bir şekilde TIR'larla ve MİT'in Kontrolunda mühimmat nakline de başladı. Fakat IŞİD (DAİŞ) Kürdistan'a yönelttiği bütün saldırılarda yenilgilere uğradı. Ortadoğu politikasını yenileyen ve bölgede islami rejimlerin kurulmasına yol açacak polikalarının vahametini anlayan Washington, Türk Devleti'ni sıkıştırmaya başladı. kapalı kapılar ardında çok sert tartışmalar cereyan etti.
Sonuçta Türk Devleti IŞİD'e karşı mesafeli davrandı. Bunun üzerine IŞİD (DAİŞ) bütün gücü ile Irak'a yüklendi ve Türkler'in gözlerinin içine baka baka MUSUL'u zapt etti. Türk-Irak ticari ilişkilerini şu anda kesmiş durumdadır. Bu arada aynı terör örgütü Kerkük'e de saldırmaya kalktı. Fakat KYB peşmergelerinin kahramanca direnişi sayesinde geri püskürtüldü. Şu anda Kerkük ve çevresi bu sayede Kürtler'in tamamen kontroluna geçmiş bulunuyor. IŞİD ise ynünü çevirerek Bağdat'ın üstüne yörüyüşe geçmiş bulunuyor.
Türk Devleti ise büyük bir telaşla NATO'yu toplantıya çağırdı.. Fakat hiç bir sonuç almadı.
Durum Kürtler açısından oldukça iyi görünüyor. Eğer PDK de bu govendde yerini alırsa DAİŞ Irak ve Suriye'de tamamen silinebilir. Fakat Türk Devleti'nin terörist IŞİD örgütünden kurtulması pek muhtemel değil. İnsan kaynağı açısından, finans açısından ve ideolojik açıdan bu kadar sarmaş dolaş olmuş olan iki "kardeş" zor ayrılırlar. Aksi taktirde savaş Türk Devleti'ne de sıçrar..
Kısaca bunları kaydedebiliriz..
A Sirac Kekuyon
2014. 06. 13