“Dikkat edin! Öcalan’dan talimat alıyorlar!”

Türk gazetecilerinden bir kaç ne idüğü belirsiz kiÅŸi, Sayın Türk’ün bugünkü açıklamasında ''Sayın Öcalan da parlamento zemininin terk edilmesinin doÄŸru olmadığını ve mücadelenin devam etmesini istediÄŸini bize ilettiler'' demesini içlerine sindiremiyor, kin kusuyorlar.. Bu hezeyana kapılmayan bazı yazar ve gazetecileri elbette tenzih ederim.

Fakat Siz, inkarcı-ilhakçı Türk Devleti’nin provokatörleri sözde gazeteciler! Siz hala Kürtler’i devre dışı bırakacak bir monolog mu düşünüyorsunuz? Kürtler’le her alanda savaÅŸ halinde olduÄŸunuzu bilmediÄŸimizi mi sanıyorsunuz? Nesiniz siz? Anadolu insanını manipule eden, kandan medet uman sizler elbette bu tür uyarıcı sözler ve yazılara bakarak o uÄŸursuz görevinizi savsaklayacak deÄŸilsiniz. Bunu biliyoruz. Ama biz de kendimizi her alanda savunmaktan geri durmayacağız. Sonuç, yeni ölümler olmayacak mı?!

Bay Çekirge ve benzerleri Türkler’in verdiÄŸi “ÅŸehitler’den bahsediyorlar.. Acaba Türk Tarafı’nın verdiÄŸi kayıplara ÅŸehit denilebilir mi? Hiç kimse kendini aldatmasın! Ä°ÅŸgal ve ilhakı korumak, bir baÅŸka halkın haklarını gaspetmenin bekçiliÄŸini yaparken vurulanın ÅŸehadet kavramı ile hiç bir ilgisi yoktur. Onların ÅŸehit mertebesine girmediÄŸini, baÅŸka bir ülkeyi, Kürdistan’ı tarihin karanlıklarına gömmek için “emir”le ölüme gönderildiklerini sağır sultan bile duydu. Peki siz hiç Kürd’ün bir avuç özgürlük uÄŸruna seve seve ve bilinçle ölüme gittiklerini düşündünüz mü? Kürd’ün son 25 yıl içerisinde vatan topraklarına verdiÄŸi 65-70 bin insanın haklı bir dava uÄŸruna hayatlarını hiçe saydıklarını pek ala biliyorsunuz.. Ä°ÅŸte asıl ÅŸehitler bunlardır.

Åžimdi bütün hışımları ile Kürd’ü sindirmeye çalışmaları elbette boÅŸuna deÄŸildir. Özel Harb’in adamı olan bu zavallılar, bu düşkünler görevlerini yerine getiriyorlar. Türkler’in en eski geleneÄŸidir bu.. Ä°nsan olma bilinci ile başı dik yürüyen Kürd’ü aÅŸağılamak suretiyle kafaları kuÅŸku ile doldurmaya kalkmayı görev bilirler..

Bu görev şerefsiz bir görevdir!

Bu görev vicdansızların yüklendiği kirli bir görevdir!

Kürt Halkı, Kürt Milleti bunları çok iyi tanıyor.. Her anları, her sözleri, yazdıkları her satır yazı ölüm kokuyor, ölüme davetiye çıkarıyor.

Çok rahattırlar. Çünkü ölecek olanlar halkın çocuklarıdır. Bilinçsiz, kafaları yalanlarla doldurulmuÅŸ zavallı çocuklar ölecek. Onlar parsayı toplayacaklar.. Bu pisliklerin sokaklarda taraftarlarını “ÅŸehitler ölmez, vatan bölünmez” diye bağırtmaları, kan üzerine kurulu politikalarını sürdürmeleri için bir hedef gerekiyor. O hedef Kürt’tür.

Sayın Öcalan Türkler’in ölümüne sebep olmuÅŸ.. Bunun için her Kürt ondan uzak durmalıymış. Tabii ki bu arada uzak duran bazı ”Kürtler”i de bulup buluÅŸturup TV’lere çıkarıyor, onların içinde bulundukları batağı ters yüz etmeye çalışıyorlar. Kürt Partileri’nin eski sekreterleri ile diÄŸer bazı iÄŸrenilecek durumdaki kiÅŸiliklerin ÅŸu söylediklerine bakın (mealen);

“DTP, Öcalan ile arasına mesafe koyamadığı için kapandı.. Bundan dolayı yeni bir adım atarken ders almalıdırlar”

“DTP yeni bir adım atarken Emine Ayna gibilerden kurtulmalı!”

“DTP’liler, PKK’nin bir kolu gibi davranmaktan vazgeçmelidirler” vs..

Şimdi bunlara dönüp şöyle bir bakınız.. Hayatlarında bir karakola bir taş dahi attıklarını duydunuz mu? Bazıları hapishanelerde yattıkları günlerin çokluğuna bakarak kendilerine bir mison biçiyorlar..

Nedir bu misyon?

Kürtler’in örgütlü direngen siyasi hareketini bölüp parçalayarak iÅŸlevsiz kılmak deÄŸil mi? Türk Devleti’nin de katkısı ile, Öcalan’ı, beÄŸensinler veya beÄŸenmesinler, dışlamaya çalışan bu kiÅŸilikler, mevcut siyasal dinamiÄŸin kurucusunun kim olduÄŸunu sanıyorlar? Düşünsünler; 1984’te 10 yaşında olan bir Kürt, ÅŸimdi 35 yaşındadır. Bu insanlar köylerinin yakıldığını, ailelerinin periÅŸan edildiÄŸini, belki de gözlerinin önünde ırzlara geçildiÄŸini, Yıllar boyu nice hakarete maruz kaldıklarını, sığındıkları yerlerde geceleri polis, özel tim, asker ve kontralar tarafından taciz edildiklerini görerek büyüdüler. Bildikleri iki gerçek vardı; bizler ve onlar! Bunun için 15 yaşını bile doldurmadan milisleÅŸtiler, gerillalaÅŸmak için daÄŸların yolunu tuttular.

Acıyı birlikte yaÅŸadılar, sevinci birlikte paylaÅŸtılar.. Bunlara sen nasıl “liderini unut” diyebilirsin? Hangi hizmetinle? Bir dernek kurup onu da yıkmayı iÅŸ edinmiÅŸ Sen ey sekreter bozuntusu! Sana kölelik bile fazladır

Peki, PKK’yi ve onun liderini “şüpheli” gösteren bu Kürtçükler acaba neden her biri binlerce ölüm olayının altında imzası bulunan Türk AskerbaÅŸları’nı, Türk Hükümetleri’ni açıkça kınamazlar? Laflarına bakarsanız herbiri “federasyon’dan aÅŸağı bir talepte bulunmaz. Ama bir anadilde eÄŸitim hakkını elde etmek için bile onbinleri bulan bir ÅŸehitler kervanı kurulduÄŸunu neden görmezler. Türk Devleti bu kiÅŸiliklere altın tepsi içinde federasyon mu takdim edecek? Bu kadar mı düştünüz?!

Bir de utanmadan gerçek birer kahraman olan DTP’nin Kadın vekillerini dışlatmaya çalışırlar.. Sen veya sizler; Ayla Akat Ata, Aysel TuÄŸluk, Gülten Kışanak, Pervin Buldan, Sabahat Tuncel, Emine Ayna, Sevahir Bayındır ve Fatma Kurtulan’ın yaptıklarının binde birini yaptınız mı ki “dışlayın” diyorsunuz.. Hem red edilecek ne yaptılar ki? Gösteri yürüyüşleri düzenlemek, sivil insiyatifi geliÅŸtirmek, halkın en önünde yürümek, Türk Devleti’nin provokasyonları’na karşı durmak, manupulasyonları deÅŸifre etmek, siyasi alanda barışçı bir çözüm için var gücü ile çalışmak kötü mü?

Türk Devleti’nin ve hatta Avrupa ile ABD’nin istediÄŸi sınırlar içerisinde kalarak mücadele edilebilir mi? Bir tek buna vicdanlı bir cevap verin yeter!

2009-12-19

A Sirac Kekuyon